31 Temmuz 2014 Perşembe

Doğru yolu bulmak için dua

Sual: (Doğru yolu bulmak için dua edersem, kendi yolumdan şüphe etmiş olurum) diyerek dua etmemek uygun mu?
CEVAPUygun değildir. Asıl dua etmemek, Allah'tan şüphelenmek olur. (Allah, bana yanlış yolu gösterir) demektir. Dua etmemek, Allah ve Resulüne karşı gelmek olur. Zaten hiç kimse, (Benim yolum, benim grubum yanlıştır) demez. Yanlış olduğunu bile bile kim o yolda gider ki? Hristiyan da, Yahudi de, bid’at ehli de, doğru yolda olduklarını söylüyorlar. Bir âyet-i kerime meali: (İnsanlar, dinde çeşitli gruplara bölündüler. Her grup, kendi yolunu doğru sanıp sevinmektedir.)[Müminun 53]

Resulullah efendimiz 73 farklı gruba bölünüleceğini bildiriyor. Her grup, (Ben böyle dua edersem, içinde bulunduğum gruptan şüphelenmiş olurum) diye dua etmezse, hiç kimse dua etmez. Çünkü herkes, (Benim yolum doğrudur) diyor. Peygamber efendimiz, İslamiyet’ten, yani gittiği yoldan şüphe mi ediyordu da, o şekilde dua etmiştir? Doğru yoldan mı sapacak da bunlardan korunmak için dua ediyor? Ettiği dualardan birkaçı:
(Yâ Rabbî, Cehennem azabından sana sığınırım.) [Buhârî]

(Allahım, kabir azabından Sana sığınırım.) [Müslim]

(Allahım, kötü huylardan, kötü arzulardan sana sığınırım.) [Ebu Davud]

(Allahım, bizi âhiret azabından muhafaza eyle.) [Müslim]

(Yâ Rabbî, kalb katılığından, gafletten, inkârcılıktan, hakka ters düşmekten, sana sığınırım.) [Hâkim]

(Yâ Rabbî, senden dinde sebatı, doğru yolda kararlılığı istiyorum.) [Nesaî, Tirmizî]

(Allahım, günahlarımı temizle.) [Buhari, Müslim]

(Zulmetmekten ve zulme uğramaktan Sana sığınırım.) [Nesai]

(Ya Rabbi şekten, şerikten, nifaktan ve kütü ahlâktan sana sığınırım.) [Bezzar]

(Yâ Rabbî, şüphe etmekten sana sığınırım.) [Bezzar]

(Yâ Rabbî, riyadan, yalandan, hıyanetten beni koru!) [Hatîb]

(Yâ Rabbî, doğru yoldan sapmaktan ve başkalarını saptırmaktan, haktan kaymaktan ve başkalarını kaydırmaktan sana sığınırım.)[Taberanî]

(Yâ Rabbî! Doğruyu bize doğru olarak göster ve ona uymayı bize nasip et ve yanlış, bozuk olan şeylerin yanlış olduklarını bize göster ve onlardan sakınmamızı nasip et!) [Mektubat-ı Rabbânî]

İmam-ı Rabbani hazretlerinin, 272. mektubunda bildirdiği dua şöyledir:
(Allahümme erinelhakka hakkan verzuknâ ittibâ’ahü ve erinel bâtıla bâtılan verzuknâ ictinâbehü bi-hurmeti Seyyidil-beşer. Aleyhi ve alâ âlihi ve eshâbihi minessalevâti efdalühâ ve minetteslîmâti ekmelühâ.)Yani, (Ya Rabbi! Doğruyu bize doğru olarak göster ve ona uymayı bize nasip et ve yanlış, bozuk olan şeylerin yanlış olduklarını bize göster ve onlardan sakınmamızı nasip et! İnsanların en üstünü hürmetine bu duamızı kabul buyur!)
Hazret-i Ebu Bekir’in de böyle dua ettiği İhya’da yazılıdır. Bi-hürmeti’den önceki kısmın hadis-i şerif olduğu da bildirilmiştir. Yani Peygamber efendimiz de, aynı duayı yapmış, (Hakkı hak, batılı batıl olarak göster) diye duada bulunmuştur. Allahü teâlâ, İslamiyet’i doğru olarak öğrenmek isteyene, bunu nasip edeceğine söz verdi. Bir âyet-i kerime meali:
(Doğru yolu arayanları, saadete ulaştıran yollara kavuştururuz.)[Ankebut 69]

Allahü teâlânın sözüne güvenip, Ona sığınmalı. Böyle dua etmekten çekinmemeli. (Yâ Rabbî, hakkı hak olarak göster ve ona uymamı, bâtılı bâtıl olarak göster ve ondan sakınmamı nasip eyle! Hangi grup doğru yoldaysa, senin rızan kimlerle ise, bana onları sevmeyi, dünyada ve âhirette onlarla beraber olmayı nasip eyle!) diye dua etmeli. Eğer doğru yoldaysa, nur üstüne nur olur. Yanlış yoldaysa, ihlâsla yaptığı dua sebebiyle, yanlış yoldan kurtulur ve doğruya kavuşur.

Hak ile bâtılSual: Hakkı bâtıldan nasıl ayırırız?
CEVAPHakkı bâtıldan ayırmak en zor iştir, çünkü bugün hak gizlenmiş, bâtıl ise hak şekline bürünmüş, hak gibi görünüyor. İmam-ı Rabbanî hazretleri, (Peri yanaklarını saklamış, şeytan naz ediyor. Şaşırdım kaldım, hayretten aklım gidiyor) buyuruyor. Melek yani hak, gizlenmiş, görünmüyor. Şeytan [ve sapıklar] ise peri ve melek şekline girmiş, herkese nurlu, güzel görünüyor, her tarafta cilve yapıyor, süslü püslü dolaşıyor, kendini gösteriyor. İnsan nasıl şaşırmasın ki? Onun için Peygamber efendimiz, hakkı bâtıldan ayırmak için nasıl dua edileceğini, ümmetine öğretmek için, şu duayı okurdu: (Allahümme erinel hakka hakkan ve erinel bâtıla bâtılan = Allah’ım, bana hakkı hak olarak, bâtılı da, bâtıl olarak tanıt! İkisini birbirine karıştırmayayım.)

O hâlde yapılacak iş, binlerce sapık kitaplar arasından, İmam-ı Rabbanî gibi Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını okuyup hakkı bulmaktır. Resulullah'ın "sallallahü aleyhi ve sellem" bildirdiği şu duayı da okumalıyız: (Allahümme, yâ mukallibel kulûb, sebbit kalbî, alâ dînik = Allah’ım, kalbleri iyiden kötüye, kötüden iyiye çeviren, ancak Sensin. Kalbimi, dininde sabit kıl, dininden döndürme, beni Müslümanlıktan ayırma!)

Doğru grup için dua
Sual:
 Dünyada Müslümanlar çeşitli gruplara, cemaatlere, tarikatlara bölünmüş ve her grup, kendilerinin doğru olduğunu söylüyor. Doğruyu arayanın, (Ya Rabbi hangi grup doğruysa, rızan hangi gruptaysa, bana onu nasip eyle!) diye dua etmesi gerekiyormuş. Ama ben grubumun % 100 doğru olduğuna inanıyorum, hiç şüphem yoktur. Eğer böyle bir dua edersem, grubumdan şüphelenmiş olurum diye böyle bir dua etmiyorum. Bildirildiği gibi dua etsem bir sakıncası olur mu?
CEVAPHiç sakıncası olmaz. Öyle dua etmek lazımdır.

Elbette herkes kendi grubunun, kendi yolunun doğru olduğuna inanır. İnanmasa o grupta işi ne? Nitekim bir âyet-i kerime meali şöyledir:
(Dinde çeşitli gruplara bölünürler, her grup, kendi yolunu doğru sanıp sevinir.) [Müminun 53]

Doğru grupta olduğuna inananların da, öyle dua etmeleri lazımdır. Peygamber efendimiz, doğru yolda değil miydi? Yolundan şüphesi mi vardı? Hep, (Ya Rabbi, bize doğru yolu göster) diye dua etmiştir. Mesela, (Ya Rabbi! Bize hakkı hak olarak gösterip, ona uymak; bâtılı bâtıl olarak gösterip, ondan kaçınmak nasip eyle!) diye dua ederdi. Bu, ümmetinin böyle dua etmesinin gerektiğini gösterir. Böyle dua etmenin hiç mahzuru olmaz. Aksine grubu yanlış yolda ise, doğruyu bulmuş olur.

Korkan insanların korkulu anlarında okuması gereken dua

- Korkulu zamanlarda, “Kelime-i temcîd”, yâni “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhil’aliyyil’azîm” çok okumalidir. 2- Issız bir yerde, bir şey kaybeden veya bir yardıma ihtiyacı olan, “Ey Allah’ın kulları bana yardım edin” desin! Her yerde, sizin görmediğiniz Allah’ın kulları vardır. Korkulu yerde üç kere, Allah’ın kulları, bana yardım edin demelidir. [Taberani] 3- Imam-i Rabbanî hazretleri, talebeleri ile, uzak bir yere giderken gece, bir handa kaldilar. “Bu gece bir belâ zuhur edecektir. ‘Bismillahillezi la-yedurru maasmihi seyün fil-erd-i vela fissemai ve hüvess-semiulalim’ duâsini besmele ile okuyun!” buyurdu. Gece büyük yangin oldu. Her odada esyalar yandi. Duâyi okuyanlara birsey olmadi. Dert, belâ, fitne ve hastaliklardan korunmak için, sabah-aksam, Imam-i Rabbanî hazretlerinin bildirdigini hatirlayarak, üç defa okumalidir. 4- Bir korku, elem yada keder için 100 defa “hasbünallahü ve ni’mel vekil” denir. Peygamberimiz “Sizden herhangi biriniz, büyük bir hadise (olay) ile (elem-keder, dert-bela, düsman ile karsilasma gibi) ‘Hasbünallâhü ve nîmel vekiyl’ duasini okuyunuz. Cenâb-i Allah, düsmüs oldugunuz belâyi sizden uzaklastirir” buyurmuştur. Buna “Ni’mel’Mevlâ ve ni’men’nasiyr” eklemekde büyük fayda vardır. 5- “Euzü bikelimâtillahittammâti min şerri mâ haleka” duasını okuyana, o yerden kalkıncaya kadar, hiçbir şey zarar veremez” [Müslim] 6- Hasbiyallahü ve ni’mel vekil sözü her korku için bir emniyettir. [Deylemi]

Dualar ve anlamları

SUBHÂNEKE DUASI Sübhânekellâhümme. Ve bi hamdik. Ve tebâre kesmük Ve teâlâ ceddük (Ve celle Senaük ) Ve lâ ilâhe gayruk. SUBHÂNEKE DUASI ANLAMI Ey Allah’ım, Sen yücesin. Seni daima böyle anar ve överim. Senin adın Mubarektir Senin şânın yücedir! Ve senden başka tanrı yoktur. FÂTİHA SÛRESİ Elhamdü lillâhi rabbil âlemîn. Errahmânirrahîm. Mâliki yevmiddîn. İyyâke na'büdü ve iyyâke neste'în. İhdinessırâtel müstakîm. Sırâtellezîne en'amte aleyhim Ğayril mağdûbi aleyhim ve leddâllîn. (Âmîn) FÂTİHA SÛRESİ ANLAMI Hamd, âlemlerin Rabbi, sonsuz şefkat ve merhamet sahibi, hesap gününün yegâne hâkimi olan Allah'a mahsustur. Ey Rabbimiz! Ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğru yola, kendilerine iyilikte bulunduğun insanların yoluna ilet. Öfkene uğrayanların ve sapıtanların yoluna değil! (Âmîn) ETTEHİYYÂTÜ DUASI Ettehıyyâtü lillâhi vessalevâtü vettayyibâtü. Esselâmü aleyke eyyühen Nebiyyü Ve rahmetullâhi ve berekâtühü, Esselâmü aleynâ ve alâ ibâdillâhis-Sâlihîn. Eşhedü en lâ ilâhe illallah Ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resûlüh. ETTEHİYYÂTÜ DUASI ANLAMI Selâmlar, dualar ve bütün güzel şeyler ancak Allah’adır. Ey Peygamber! Allah’ın selâmı, rahmet ve bereketi senin üzerine olsun. Selam bizim üzerimize ve Allah'ın bütün iyi kulları üzerine de olsun. Allah’tan başka tanrı olmadığına şâhitlik ederim. Ve Muhammed’in onun kulu ve elçisi olduğuna şâhitlik ederim. SALLİ-BARİK DUALARI Allahümme salli alâ Muhammedin Ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ İbrâhime Ve alâ âli İbrâhîm. İnneke hamîdün mecîd. Allahümme bârik alâ Muhammedin Ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârekte alâ İbrâhime Ve alâ âli İbrâhîm. İnneke hamîdün mecîd. SALLİ-BARİK DUALARI ANLAMI Ey Allâh'ım! İbrahim'e ve onun ümmetine merhamet ettiğin gibi, Muhammed’e ve onun ümmetine de merhamet et. Şüphesiz ki, her zaman her övgüye lâyık olan ve yüce olan sensin. Ey Allâh'ım! İbrahim'e ve onun ümmetine hayır ve bereket verdiğin gibi, Muhammed’e ve onun ümmetine de hayır ve bereket ver. Şüphesiz ki, her zaman her övgüye layık olan ve yüce olan sensin. RABBENÂ DUALARI Rabbenâ âtinâ fiddünyâ haseneten Ve fil âhıreti haseneten ve kınâ azâbennâr. Birahmetike yâ erhamerrâhimîn Rabbenâğfirlî velivâlideyye Velil mü'minîne yevme yegûmul hisâb. RABBENÂ DUALARI ANLAMI Ey Rabbimiz! Bize dünyada ve ahirette iyilik ve güzellik ver. Ve bizi ateş azabından rahmetinle koru, ey merhametlilerin en merhametlisi! Ey Rabbimiz! Beni, annemi, babamı ve bütün inananları hesap gününde rahmetinle bağışla! KUNUT DUALARI Allahümme innâ nesteînüke Ve nestağfirüke ve nestehdîk Ve nü'minü bike ve netûbü ileyk. Ve netevekkelü aleyke Ve nüsnî aleykel hayra Küllehü neşkürük ve lâ nekfürük Ve nahleü ve netrukü men yefcürük. Allahümme iyyâke na'büdü Ve leke nüsallî ve nescüdü Ve ileyke nes'â ve nahfidü Nercû rahmeteke ve nahşâ azâbek İnne azâbeke bilküffâri mülhık. KUNUT DUALARI ANLAMI Allâh'ım! Bize yardım etmeni, bizi bağışlamanı ve bizlere doğru yolu göstermeni diliyoruz. Ey Allah’ım Sana îman ediyoruz ve Sana yöneliyoruz. İşlerimizde Sana dayanıyor ve Sana güveniyoruz. Bütün iyilikleri Sen’den bilerek Seni övüyoruz. Verdiğin bunca nîmetlerden dolayı Sana şükrederiyoruz ve nankörlük etmiyoruz. Sana karşı nankörlük eden günahkarlardan uzak duruyor ve onlara katılmıyoruz. Ey Allâh'ım! Biz ancak Sana kulluk ederiz. Senin için namaz kılar ve yalnız Sana secde ederiz. Sana yaklaşmak için çalışıp çabalarız. Senin merhametini umar, azabından da korkarız. Şüphe yok ki, azabın seni inkar edenlere erişecektir. FÎL SÛRESİ Elem tera keyfe feale rabbüke bieshâbil fîl. Elem yec'al keydehüm fî tadlîl. Ve ersele aleyhim tayran ebâbîl. Termîhim bihicâratin min siccîl. Fecealehüm keasfin me'kûl. FÎL SÛRESİ ANLAMI Haberin yok mu Rabbin fil sahiplerine neler yaptı? Onların kurnazca planlarını alt üst etmedi mi? Onların üstüne ebâbil kuşlarını gönderdi. Onlara çamurdan sertleşmiş taşlar atıyorlardı. Ve böylece onları yenilmiş ekin gibi perişan etmişti. KUREYŞ SÛRESİ Liîlâfi Kureyşin. Îlâfihim rihleteşşitâi vessayf. Felya'büdû rabbe hâzelbeyt. Ellezî et'amehüm min cû'in Ve âmenehüm min havf. KUREYŞ SÛRESİ ANLAMI Kureyş, güvenlik içinde kış ve yaz yolculuklarını yaptıklarından dolayı, kendilerini açken doyuran ve korkudan güvene kavuşturan bu Kabe’nin Rabbi’ne kulluk etsinler. MÂÛN SÛRESİ Era eytellezî yükezzibü biddîn. Fezâlikellezî yedu'ulyetîm Velâ yehuddu alâ taâmil miskîn. Feveylun lilmusallîn. Ellezînehüm an salâtihim sâhûn. Ellezînehüm yurâûne ve yemne'ûnelmâûn. MÂÛN SÛRESİ ANLAMI Dini yalanlayanı gördün mü? İşte, öksüze kötü davranan odur. Yoksulları doyurmaya da yanaşmaz. Yazıklar olsun şu namaz kılıp duranlara! Onlar ki namazlarını ciddiye almazlar. Onlar ki gösteriş yaparlar. Ve üstelik onlar, en ufak bir yardımı bile esirgerler. KEVSER SÛRESİ İnnâ e’taynâ kelkevser. Fesalli lirabbike venhar. İnne şânieke hüvel-ebter. KEVSER SÛRESİ ANLAMI Şüphesiz ki, biz sana Kevser’i verdik. Öyleyse sen de yalnız Rabbine ibadet et ve yalnız O’nun adına kurban kes. Asıl mahvolacak olanlar sana kin duyanlardır. KÂFİRÛN SÛRESİ Kul yâ eyyühelkâfirûn. Lâ a'büdü mâ ta'büdûn. Ve lâ entüm âbidûne mâ a'büd. Ve lâ ene âbidün mâ abedtüm. Ve lâ entüm âbidûne mâ a'büd. Leküm dînüküm veliye dîn. KÂFİRÛN SÛRESİ ANLAMI De ki: “Ey inkarcılar! Ben, sizin taptıklarınıza tapmam. Siz de benim taptığıma tapmazsınız. Ben asla sizin taptığınıza tapacak değilim. Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim bana.” NASR SÛRESİ İzâ câe nasrullâhi velfethu. Veraeytennâse yedhulûne fî dînillâhi efvâcâ. Fesebbih bihamdi rabbike vestağfirhu. İnnehû kâne tevvâbâ. NASR SÛRESİ ANLAMI Allah'ın yardımı gelip zafer gerçekleştiği zaman. Ve insanların akın akın Allah'ın dinine girdiklerini gördüğünde, Rabb’ine şükrederek onu tesbîh et. Ondan bağışlanma dile. O, tövbeleri her zaman kabul edendir. TEBBET SÛRESİ Tebbet yedâ ebî lehebin ve tebb. Mâ ağnâ anhü mâlühû ve mâ keseb. Seyaslâ nâren zâte leheb. Vemraetühû hammâletel hatab. Fî cîdihâ hablün min mesed. TEBBET SÛRESİ ANLAMI Kahrolsun Ebu Leheb’in iki eli ve kahrolsun kendisi! Ne faydası olacak servetinin ve kazandıklarının? Alevli bir ateşe girecektir o. İğrenç söylentiler taşıyan karısı da girecektir oraya. Boynunda, hurma lifinden örülmüş bir ip bulunduğu halde... İHLAS SÛRESİ Kul hüvallâhü ehad. Allâhüssamed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekün lehû küfüven ehad. İHLAS SÛRESİ ANLAMI De ki: “O Allah bir tektir. Her şey ona muhtaçtır. O hiçbir şeye muhtaç değildir. Doğurmamıştır, doğrulmamıştır. O'nun hiç bir dengi yoktur.” FELAK SÛRESİ Kul eûzü birabbilfelak. Min şerri mâ halak. Ve min şerri gâsikın izâ vekab. Ve min şerrinneffâsâti fil ukad. Ve min şerri hâsidin izâ hased. FELAK SÛRESİ ANLAMI De ki: “Yarattığı şeylerin şerrinden, karanlık bastırdığı zaman gecenin şerrinden, kıskançlık duyduğunda kıskancın şerrinden, karanlık işlere düşkün tüm insanların şerrinden, tan yerini ağartan şafağın Rabbine sığınırım.” NÂS SÛRESİ Kul e'ûzü birabbinnâs. Melikinnâs. İlâhinnâs. Min şerril vesvâsil hannâs. Ellezî yüvesvisü fî sudûrinnâs. Minel cinneti vennâs. NÂS SÛRESİ ANLAMI De ki: “Sinsice fısıldayan, kalplere kuşku ve kuruntular sokan cin ve insanların şerrinden, insanların Rabbine, insanların hâkimine, insanların ilâhına sığınırım.” AYETEL KÜRSİ Allâhu Lâ ilâhe illâ huvel-Hayyûl-Kayyûm. Lâ Te’huzuhu sinetun ve lâ nevm. Lehû mâ fissemâvâti ve mâ fil-ard. Men zel-lezî yeşfeu indehû illâ bi iznih. Ya’lemu mâ beyne eydîhim ve mâ halfehum. Ve lâ yuhîtûne bi şey’in min ilmihî illâ bimâ şâe. Vesia kürsiyyühüs-semâvâti vel-ard. Ve lâ yeûdühû hıfzuhüma ve hüvel-Aliyyul-Azîm. AYETEL KÜRSİ ANLAMI Kendisinden başka tanrı olmayan ancak Allah’tır. O dâimâ diridir ve yarattıklarını her an gözetip durandır. O’nu ne uyuklama ne de uyku tutar. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. İzni olmadan kim O’nun katında şefaat edebilir? Onların geçmişlerini ve geleceklerini bilir. Dilediği miktar dışında O’nun ilminden hiçbir şeyi kavrayamazlar. Egemenliği gökleri ve yeri kaplamıştır. Onları düzen içinde korumak O’nu yormaz. Gerçekten yüce ve büyük olan yalnızca O’dur. (Bakara Sûresi 255. Ayet) (Şefaat: Allâh Teâla’dan günahkar bir kimsenin affını dilemektir.) ASR SURESİ Velasri innel insane lefi husr İllallezine amenu ve amilus salihati vetevasav bil hakki vetevasav bis-sabr. ASR SURESİ ANLAMI Ant olsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka... (Onlar ziyanda değillerdir).

2014-1 KPSS Kaç Puanla Atama Yapıldı En Büyük En Küçük Puanlar

azı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Kadro ve Pozisyonlarına Yerleştirme İşlemleri (KPSS-2014/1): Yerleştirme Sonuçlarının Açıklanması Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik hükümleri uyarınca, bazı kamu kurum ve kuruluşlarının kadro ve pozisyonlarına yerleştirme işlemleri tamamlanmıştır. Yerleştirme sonuçları 4 Temmuz 2014 günü saat 18.00’den itibaren ÖSYM'nin https://sonuc.osym.gov.tr internet adresinden açıklanacaktır. Adaylar yerleştirme sonuçlarını belirtilen internet adresinden T.C. Kimlik Numaraları ve şifreleri ile öğrenebileceklerdir. Yerleştirme işlemine ait yerleştirme sonuç belgesi basılmayacak ve adayların adreslerine gönderilmeyecektir. 2014 yılı başından itibaren OSYM aday kayıt sisteminde, adaylara aynı düzeyde birden fazla eğitim bilgisi bildirme fırsatı verilmiş, buyerleştirme döneminde de ilk kez aynı düzeyde birden fazla eğitimi olan adaylara eğitimlerinin her birinden tercih yapma fırsatı sağlanmıştır. Ortaöğretim KPSS Taban Puanalrı 2014, Önlisans KPSS Taban Puanalrı 2014, Lisans KPSS Taban Puanları 2014 Yerleştirme sonuçlarına ilişkin sayısal bilgiler ekte verilmiştir. KPSS-2014/1 Yerleştirme Sonuçlarına İlişkin Sayısal Bilgiler KPSS-2014/1 Yerleştirme Sonuçlarına İlişkin En Büyük ve En Küçük Puanlar (Lisans) KPSS-2014/1 Yerleştirme Sonuçlarına İlişkin En Büyük ve En Küçük Puanlar (Önlisans) KPSS-2014/1 Yerleştirme Sonuçlarına İlişkin En Büyük ve En Küçük Puanlar (Ortaöğretim) Adaylara ve kamuoyuna duyurulur.

2014 KPSS Lise ve Önlisans Soru Dağılımları OSYM-205384-6

KPSS 2014 Lise ve Önlisans düzeyinde sorulacak soruların konulara göre dağılımları aşağıda verilmiştir. 2013-KPSS ‘de uygulanan Genel Yetenek ve Genel Kültür testlerinin kapsamı,yaklaşık ağırlıkları ve uyumluluk sağlamak amacıyla,2014-KPSS Lisans ve 2014-KPSS Ortaöğretin/Önlilans sınavlarında da aynı şekilde uygulanacaktır. Toplam soru : 120 Genel Yetenek (60 soru) : Matematik+Türkçe Matematik (30 soru) Sayısal ve mantıksal akıl yürütme becerilerine yönelik sorulardan oluşacaktır.(Muhakeme) Türkçe(30 soru) Sözel akıl yürütme ve dilbilgisi,yazım kuralları ölçmeye yönelik sorulardan oluşacaktır.(muhakeme) Her iki sınavda da mantık sorularına ağırlık verilecektir. Genel Kültür (60 soru)Tarih+Coğrafya+Vatandaşlık+Güncel Konular Coğrafya (18 soru) Türkiyenin ekonomik özellikleri 13 soru Türkiyenin fiziki özellikleri 7 soru Türkiyenin beşeri özellikleri 5 soru Tarih (27 soru) Selçuklu devleti ve öncesi Türk Devleti 3 soru İnklap tatihi 12 soru Osmanlı devleti 9 soru Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi 3 Vatandaşlık Bilgisi (9 soru) İdare hukuku 3 soru Anayasa hukuku 3 soru Hukukun temel kavramkarı ve medeni hukuk 3 soru Güncel Konular (6 soru) Toplam 6 soru

İslam dini ile alakalı bilgiler

İSLAM İslam, itaat ve teslimiyet demektir. Muhammed (Sallallahu Aleyhi vesellem) in Allah’ın emriy le insanlara bildirdiği dine İslam dini denir. Bu dinin mensubunada Müslüman denir İslam dininin beş şartı vardır Kelime-i şehadet getirmek Namaz kılmak Oruç tutmak Zekat vermek Hacca gitmek Diniyle mükellef olan insanın öncelikle akıllı olması, müslüman olması ve baliğ olması gerekir. İslam tek tanrılı (monoteistik) bir din. Musevilik ve Hristiyanlık gibi İslam da İbrahimi Dinler başlığı altında geçer[1]. İslam sözcüğü S-L-M kökünden türemiştir ki kökün anlamı "barış"tır. Bununla birlikte kökün aktif ortaç formu eslemedir ve "teslimiyet" anlamına gelir. Sonuçta İslam "teslimiyet" anlmına gelirken Müslüman da teslim olmuş anlamına gelir; burada teslim olunan tek tanrı olduğu kabul edilen Allah'tır[2] İslam dinine göre insan ve Alem Allah tarafından yaratılmıştır. Bu yaratılışın mahiyeti konusunda farklı mezhepler farklı görüşler belirtse de yaratılışın kendisi Ku'ran'da geçer. Bu noktadan sonra insanın (ki ilk insanın diğer İbrahimi Dinlerdeki gibi Adem olduğuna inanılır) doğru bir dine inandığı fakat şeytanın ve kendi nefsinin hataları sonucu zaman zaman bu dinden saptığına inanılır. Buna göre en başından beri insanların inandığı din İslam'dır diğer dinler bu dinin dejenere olmuş formlarıdır bu dinden sapmalardır ve buradan hareketle İslam'a göre Muhammed'in getirdiği yeni bir din değildir; o daha önceki peygamberlerin mesajını aynı dini tekrar açıklamıştır[3][4]. Burada Musevilik ve Hristiyanlğın özel bir konumu vardır. Bu dinlerin kendilerine indirilen bir ilâhî kitap ve gönderilen peygamberden yüz çevirdiklerine ilâhî metinleri yıprattıklarına inanılır. Bununla birlikte ehl-i kitab olarak anılan Museviler ve Hristiyanlar ile ilişkiler diğer dinlere (örneğin politeistik inançlara) göre büyük farklılık arz eder. İslam'a göre kişinin Allah'ın varlığına ve birliğine (tek oluşuna) meleklerin varlığına ilâhî metinlerin kitapların gönderildiğine peygamberler gönderildiğine (ve bu peygamberlere) ahiret gününe hayır ve şerrin Allah'dan geldiğine kaza ve kadere inanması gerekir. Bu kavramlar farklı itikâdî mezheplerce farklı tanımlanmıştır. Konu başlıkları 1 Kur'an'da İslam'ın tarif edildiği bazı ayetler 2 İman 3 İbadet 3.1 İslâm'ın İbadet Esasları 4 İslam dini mezhepleri 4.1 Alevilik 4.2 Sünnîlik 4.3 Şiîlik 4.4 Hâricîlik 5 Dünya'da Müslümanlar 6 Notlar ve kaynakça 7 Dış bağlantılar Kur'an'da İslam'ın tarif edildiği bazı ayetler Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin diye Nûh'a emrettiğimizi sana vahyettiğimizi İbrâhim’e Mûsâ’ya ve İsâ’ya emrettiğimizi size de din kıldık. Fakat senin kendilerini çağırdığın bu nizam Allah’a ortak koşanlara ağır geldi. Allah dilediğini kendine seçer. İçtenlikle kendine yönelenleri de doğru yola iletir [5]. İbrahim bunu kendi oğullarına da vasiyet etti Yakub da öyle Oğullarım! Allah sizin için bu dini (İslâm'ı) seçti. Siz de ancak müslümanlar olarak ölün” dedi [6]. Deyin ki Biz Allah’a bize indirilene (Kur'an’a) İbrahim İsmail İshak Yakub ve Yakuboğullarına indirilene Mûsâ ve İsa’ya verilen (Tevrat ve İncil) ile bütün diğer peygamberlere Rab’lerinden verilene iman ettik. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz ona teslim olmuş kimseleriz" [7]. Allah katında din İslamdır Kur'an İslam dininde Allah vardır diyene Müslüman Kalben İman etmiş olana Mümin sıfatını vermiş. Kelime olarak Müslüman "bağlanan" "teslim olan" Mümin "şüphesiz inanan" anlamına gelir. Bedevîler İman ettik dediler. De ki İman etmediniz. (Öyle ise iman ettik demeyin.) Fakat Müslüman olduk boyun eğdik deyin. Henüz iman kalplerinize girmedi. Eğer Allah’a ve Peygamberine itaat ederseniz yaptıklarınızdan hiçbir şeyi eksiltmez. Allah çok bağışlayandır çok merhamet edendir.”" [9] İslam'da inanç Allah'ın başka ilah güç kuvvet tanımamak Allah'ın gönderdiği bütün kitaplara ve suhuflara inanmakbütün peygamberlere hiç birisini diğerinden ayırmadan inanmak yalnızca Allah'a ait olan sıfatları ve O'na has özellikleri Allah'dan başkasına -ister melek olsun ister peygamber olsun ister din adamı olsun ister kişinin kendisi olsun hiç kimseye yakıştırmamak din sahibi olarak yalnızca Allah'ı görmek hayır ve şerrin Allah'tan olduğunaöldükten sonra dirileceğine bir Gün hesap verileceğine o günün sahibinin Allah olduğuna inanmak olarak özetlenebilir. İman Ana Madde İslam'da iman İslam dinine göre kişinin iflah olması (kurtuluşa erebilmesi) için îmân etmesi gerekir. Allah'a Îmân Tevhid yânî Allah'ın varlığına ve birliğine inanmaktır. Hz.KURAN Allah'ın yaratıcı mülkün sâhibi yaratılmışların bütün işlerini yürüten ve âlemlerde yegâne tasarruf sâhibi olduğuna inanmaktır. Allah'ın gerçekten ibâdet edilmeyi hak eden ilâh onun dışında ibâdet edilen her şeyin ise batıl olduğuna inanmak. Kuran'da ve Muhammed'in sünnetinde bildirdiği üzere en güzel isimlerin (esma'ul husna) Allah'a ait olduğuna inanmak. Melekler'e Îmân Meleklere inanmaktır. Buna göre: Melekler Allah'ın yalnız ona ibâdet etsinler ve onun emirlerini yerine getirsinler diye yarattığı üstün kullarıdır. Nur'dan yaratılmışlardır. Allah onlara özel görevler vermiştir. Büyük Meleklerden Cebrail Allah'ın katından peygamberlere vahiy (mesaj/kitap) indirmekle; Mikail Doğa olayları ile; İsrafil Kıyamet Günü ve yeniden diriliş günü sura üflemekle; ölüm meleği olan Azrail hayatı sona erdirmekle görevlidir. Kur'an'ın ilk suresi olan Fatiha Suresi (Hattat Aziz Efendi).Kitaplara Îmân Allah'ın peygamberlerine içinde doğru yolu iyiliği ve kurtuluşu gösteren kitaplar indirdiğine hepsinin Allah kelamı olduğuna inanmak. Allahın zatına Ait olan kitapların aslını yine kendisinin muhafaza edeceğine inanmak. Hz.Muhamede indirilen Kuran Mûsâ peygambere indirilen Tevrat Îsâ peygambere indirilen İncil. Dâvûd peygambere verilen Zebur. İbrâhîm peygamberin sahifeleri (Suhuf)... Deyin ki Biz Allah’a bize indirilene (Kur’an’a) İbrahim İsmail İshak Yakub ve Yakuboğullarına indirilene Mûsâ ve İsa’ya verilen (Tevrat ve İncil) ile bütün diğer peygamberlere Rab’lerinden verilene iman ettik. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz ona teslim olmuş kimseleriz.”(Bakara suresi)136 -Hz.KURAN Peygamberlere Îmân Allah'ın peygamberler gönderdiğine İlk peygamber Adem ile son Peygamber Muhammed arasında gelen sayıları Allah'a malum bütün peygamberlere Aralarında hiçbir fark gözetmeksizin inanmak. Peygamber Rabbinden kendisine indirilene iman etti mü’minler de (iman ettiler). Her biri; Allah’a meleklerine kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: “Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz.” Şöyle de dediler: “İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır.” (Bakara suresi285) Hz.KURAN Kader'e Îmân Kader'e Hayır ve Şer her işin O'nun iradesi olduğuna inanmak. Hz.KURAN Allah'ın Ezeli ve Ebedi ilmi ve bilgeliğinin gereği olarak herşeyin onun bilgisi dahilinde olduğuna ve huzurundaki “Levh-i Mahfuz” da yazıldığına inanmaktır. Allah evreni dilemiş ve yaratmıştır. Onun iradesi ve yaratışı olmadan olmuş hiçbir şey yoktur. Ahiret Gününe Îmân Ahiret'e yânî âhiret Gününe inanmak. Hz.KURAN Ahiret günü; Allah'ın insanları yeniden diriltip bir arada toplayacağı gündür. O gün onlar ya nimetleri bol cennet yurduna ya da elem verici azabın olduğu cehennem yurduna gireceklerdir. İbadet Ana madde İslam'da ibadet İslam'da ibadetler çok çeşitlidir ve dindeki durumları farklıdır. İslam'da kişi yaptığı her ibadet ile sevap kazanırken şart olmasına rağmen yapmadığı ibadetler ile günaha girer. Kur'an'da İnananların yapması emredilen eylemler farz hükmündedir. İbadetin İslam akidesinin bir parçasını teşkil edip etmediği tartışılmıştır. Matüridiyye mezhebine göre ibadet imanın ve dolayısıyla akidenin bir parçası değildir; kişinin ibadetlerini aksatması veya ibadet etmemesi onu dinden çıkarmaz. Bununla birlikte kişinin bağlılığının azalabileceği ve imanının daha hassaslaşacağı (korumasız bir hale geleceği) benzeri bir fikir de sık sık öne sürülür. Selefiyye mezhebine göre ibadet imanın bir parçasıdır ve ibadet etmeyen kişi Mümin (yani inanan) sayılamaz. Buradan hareketle ibadetin seviyesine göre kişinin imanının artıp azalabileceği fikri de ortaya atılmıştır. Kur'an'da ibadetin imanın bir parçası olduğuna dair bir ifade yoktur. İbadetin imanın bir parçası olmadığını savunan alimler ve mezhepler Kur'an'da geçen Müslüman ve Mümin ayrımına dikkat çekmişlerdir. İslâm'ın İbadet Esasları İslâm dîninin emrettiği yapılmasını farz (gerekli) kıldığı ibâdetlerin bir bütünüdür. . İslâm dîni Muhammedi şeriatta kutsal kitap olan Kur'ân-ı Kerim'de farz olarak emredilen her ibâdet ve eylemin yapılması İnananlar yani müttakiler için şarttır. Bu nedenle İslâm'ın amelî temelini dinde bulunan tüm ibâdetleri beşe indirmek mümkün değildir.Muhammedi şeriatta beş temel ibâdeti tarzı Bir hadis üzerine şöyle derlenmiştir Şehâdet etmek Namaz kılmak Oruç tutmak Zekât vermek Hacca gitmek İslam dini mezhepleri İslam'da farklı kategorilerde farklı mezhepsel bölünmeler olmuştur. Bu mezheplerden akide açısından ayrılık gösterenlerden bir kısmı daha sonraları İslam dini dairesinden tamamen çıkarak farklı dinler olarak ortaya çıkmışlardır; Babilik gibi. Bunun dışında Kur'an temelli akideden çıkmasına rağmen farklı bir din olarak kabul edilmeyen mezhepler vardır. Bu mezheplerden çoğunun taraftarları ve kurucularınca İslam'ın yeni bir versiyonu olarak tanımlandığı olmuştur. Muhammed Ebu Zehra daha sonra klasikleşen Mezhepler tarihi adlı kitabında birçok farklı İslam tarihçisinin de kabul ettiği şekilde İslam dini mezheplerini üç kategori altında işler: siyasî mezhepler itikadî mezhepler ve fıkhî mezhepler (yani hukuk mezhepleri). Siyasî mezhepler kategorisi içerisinde Sünnîlik Şia ve Haricîlik mezheplerini barındırır. İtikadî mezhepler kategorisi diğerlerine oranla daha geniş olmakla birlikte bir mezhep olarak tanımlanabilecek kadar gelişmiş olan 5 mezhep genelde bu kategoride zikredilir: Mürcie Mu'tezile Eşarîlik Matürîdilik ve Selefîlik. Son olarak fıkhî mezhepler Ehl-i Sünnet'in benimsediği 4 fıkıh mezhebi: Malikîlik Hanefîlik Şafiîlik ve Hanbelîlik ile Şia tarafından benimsenen Zeydiyye ve Caferiyye gibi mezhepleri kapsar. Bu ana mezheplerin dışında gerek bu mezheplerin içinde alt mezhepler ve gruplar gerekse bu mezheplerin dışında büyük küçük çeşitli mezhepler bulunmaktadır. Ayrıca özellikle Orta Çağ'da yükselişe geçmiş olan Sufizm de bir mezhep olmasa da bir mezhep olarak sayılabilecek kadar farklılaşmış bir akide ve Amel yapısı ortaya sunan çoğunluk tarafından İslam dairesi içinde sayılsa da zaman zaman belirli İslam alimleri tarafından İslam dışı sayılmış bir dinî ve felsefî akımdır. Alevilik Alevilik İslamdır. ‘Allah-Muhammed-Ali’yolunun ‘Kırklar Meclisi’nde olgunlaştığı ve Oniki İmamlarla devam eden; İmam Cafer-i Sadık’ın akıl ölçüsünü rehber olarak alan Horasan erenlerinin himmetleriyle Anadolu’ya gelen Hazret-i Pîr’le ve ulu ozanlarımızın nefesleriyle hayat bulan inancın adıdır. Alevilik inancı hayatın amacını insanın ham ervahlıktan çıkarak insan-ı kâmil olup özüne dönmek olarak tanımlar. Bunun için de; ‘Mürşid’ ‘Pîr’ ve ‘Rehber’ huzurunda ikrar verilerek ‘Dört Kapı Kırk Makam’ aşamasından geçilir. İnancımızın uygulandığı mekân cemevidir. Dört Kapi Kirk Makam seklindeki Kamil (olgun) insan olma ilkelerini Hünkar Haci Bektas Veli’nin tespit ettigine inanilir.Haci Bektas "Kul Tanri’ya kirk makamda erer ulasir dost olur." buyurmuslardir. Bu ilkeler asama asama insani olgunluga ulastirir. Bir baska yoruma göre ise seriat anadan dogmak tarikat ikrar vermek marifet nefsini bilmek hakikat Hakki özünde bulmak yollaridir. Dört Kapı şunlardır 1.Seriat 2.Tarikat 3.Marifet 4.Hakikat Her Kapının On Makamı Vardır Seriat Kapısının Makamları 1. Iman etmek 2. Ilim ögrenmek 3. Ibadet etmek 4. Haramdan uzaklasmak 5. Ailesine faydali olmak 6. Cevreye zarar vermemek 7. Peygamberin emirlerine uymak 8. Sefkatli olmak 9. Temiz olmak ve 10.Yaramaz islerden sakinmak. Tarikat kapısının makamlari 1. Tövbe etmek 2. Mürsidin ögütlerine uymak 3. Temiz giyinmek 4. Iyilik yolunda savasmak 5. Hizmet etmeyi sevmek 6. Haksizliktan korkmak 7. Ümitsizlige düsmemek 8. Ibret almak 9. Nimet dagitmak ve 10.Özünü fakir görmek Marifet Kapısının Makamları 1. Edepli olmak 2. Bencillik kin ve garezden uzak olmak 3. Perhizkarlik 4. Sabir ve kanaat 5. Haya 6. Cömertlik 7. Ilim 8. Hosgörü 9. Özünü bilmek ve 10.Ariflik. Hakikat Kapısının Makamları 1. Alcakgönüllü olmak 2. Kimsenin ayibini görmemek 3. Yapabilecegin hicbir iyiligi esirgememek 4. Allah’in her yarattigini sevmek 5. Tüm insanlari bir görmek 6. Birlige yönelmek ve yöneltmek 7. Gercegi gizlememek 8. Manayi bilmek 9. Tanrisal sirri ögrenmek ve 10.Tanrisal varliga ulasmak Sünnîlik Dünyâ Müslümanlarının %90'ını sünnîler oluşturur. İnanç mezhebleri iki tânedir: Mâturîdî ve Eş'arî. Bu iki mezhebin aralarında teorik fıkıhta yirmi kadar noktada farklılık varsa da birbirlerine çok benzerler. Sahâbeleri hayırla anarlar. Onlara göre peygamberlerden sonra en hayırlı insan Ebû Bekir (Ebû Bekr-i Sıddîk) sonra Ömer (Umar bin Hattâb) sonra da Osman (Uthman bin Affan) ve Ali'dir (Aliyy bin Ebî Tâlib). Allâh'ın sıfatlarını yorumlarlar ona şekil veren antropomorf görüşleri red ederler. Şiîlik Şiîler Allah'ın adâletinin onun bir özelliği olduğuna peygamberlerin ve onların soyundan gelen imamların hatâsız ve günâhsızlığına inanırlar. İslâm peygamberinden sonra gelen bu imamlar da peygamber gibi imam (lîder) ve mâsumdurlar sözleri hadis olarak kitaplara alınır. Sahâbeler en fazla sıradan Müslümanlardır. Onların birçoklarını benimsemezler ve yererler. Bu yerilen kişiler açıkça Hz. Ali taraftârı olmayanların bütünüdür. Başka bir ifâdeyle Sünnîler için en hayırlı kişi sayılanlar pekâlâ Şîiler için kötü kişi sayılabilir. Hz. Ali'nin çocukları ve imâmette ikince ve üçüncü imam olan İmam Hasan ve İmam Hüseyin Şîada büyük rôl oynar. Bunların dışında altıncı imam olan İmam Câfer de birçok hadîsin kaynağı olduğundan çok önemlidir. Şiîler bugün genelde inandıkları imam sayılarına göre gruplandırılırlar. Alevîler 12.İmam Muhammed Mehdî'nin geleçeğine inanır.(12 İmamcı Caferi Meshebindedir.) İsmâilîlere göre imamların sayısı yedidir. Câferîlerde kaybolan imam on ikinci imamdır. Zeydîlere göre imam sayısı sınırlı değildir. Bugün dahî bir imam çıkabilir. Bütün bu mezheplere göre sonuncu gelen imam çocuk yaşta kaybolmuştur ve kıyâmet kopmadan önce gelecektir. Hâricîlik Hâricîler Hz. Ali'nin grubundan ayrılarak ne onu ne de Hz. Osman'ı halîfe olarak kabul etmişlerdir. İslâm'ın en radikal gruplarını oluşturan bu mezhep grubu kendilerine bağlı olanlardan Hâricî olmayanları öldürmelerini îmânın şartı olarak kabul etmiş bunu yapmayanları kendilerinden saymamışlardır. En aşırıları sadece kendi mezheplerinden olan Hâricîleri kabul etmiş diğer Hâricîlerin de katlinin farz olduğuna inanmışlardır. Tabiatıyla kendileri Abbâsiler devrinde öldürülmüşlerdir. Bugün bu mezhep grubuna bağlı kimseler pek kalmamıştır. Dünya'da Müslümanlar Yukarıda yüzde 10'dan daha fazla Müslüman'ın yaşadığı ülkeler şu renklerle belirtilmiştir: Yeşil: Sünni bölgeler kırmızı: Şii bölgeler.Müslümanlar'ın birçoğu Ortadoğu'da Afrika'nın ortasında ve kuzeyinde Asya'nın batısı ve güneydoğusunda ve Balkanlar'da yaşamaktadır. Ayrıca Avrupa Avustralya ve Amerika gibi diğer kıtalarda göçmen topluluklar halinde on milyonlarca Müslüman yaşamaktadır. Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 99.9'inin [10] Müslüman olmasıyla yüzde oranları bakımından dünyada liderdir. Endonezya ise sayısal açıdan dünya'nın en kalabalık Müslüman (200 Milyon) ülkesidir. Hindistan ise sayısal açıdan dünya'nın en büyük Müslüman azınlık nüfusunun (145 Milyon) yaşadığı ülkedir. Buna göre İslâm dîni 13 milyarı aşkın inananıyla dünyânın en yaygın 2. dîni olma özelliğini taşımaktadır

Hz Muhammed sav Efendimizin Sözleri

Resulullah Efendimiz Medine sokaklarının birinden geçtiğinde O'nun misk gibi kokusu hemen sezildiğinden, halk o yoldan Hazreti Peygamberin geçtiğini söylerlerdi. Bizler, Peygamber Efen Allah korkusundan gözlerinden sinek başı kadar yaş çıkıp da yanaklarına düşen bir mümin kula,asla cehennem ateşi değmez! Sakın ha hiçbir iyiliği küçümseme! Velev ki bu kardeşini güler yüzle karşılaman olsun... Herhangi bir genç bir ihtiyara yaşından dolayı hürmet ederse Allah’u Teala da o gence yaşlandığında hürmet edecek kimseleri bahşeder .. Üç dua red edilmez...Mazlumun duası, misafirin duası, babanın evladına duası... Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. Allah’a ve ahiret gününe iman eden misafirine ikramda bulunsun. Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun. Ruhlar toplanmış ordular (gibi yaratıldılar). Onlardan, (önceden) tanışıp birbirlerinden hoşlananlar (dünyadada) kaynaşırlar. (Ruhlar aleminde) birbirlerinden hoşlanmayanlar (dünyadada) zıtlaşırlar. Selat ve selam iki cihan serverinin üstlerine ve ona tabi olanlarındır. "Sakın kendisine verdiğin kıymeti sana vermeyenle arkadaş olma." Hz. Muhammed sav Başkalarının kusurlarından bahsetmek istediğin vakit, kendi kusurlarını hatırla. O zaman başkalarının kusurlarıyla alakadar olmaya hakkın olmadığını hatırlarsın. Hz. Muhammed sav Hiç unutulmayacak yüz anne yüzüdür... Hz Muhammed sav Siz kendiniz namuslu olun ki, kadınlarınız da namuslu olsunlar. Hz Muhammed sav Size iki nasihatçi bıraktım. Bunlardan biri susar,diğeri konuşur. Susan nasihatçi ölüm, konuşan ise Kur'an-ı Kerim'dir Hz. Muhammed Mustafa s.a.v İyilik yap ehli olana da, olmayana da, ehline isabet ederse yerini bulur. Etmez ise ehli sen olursun." ~Hz.MUHAMMED(s.a.v.)~ “Dilleriyle insanları kıranları, ibadetleri temizleyemez…” Hz. Muhammed Sav ‎"Seven Sevdiğine, Sevdiğini Söylesin.." Hz.Muhammed(s.a.v) "Cehennem kızarıncaya kadar 1000 yıl yakıldı. Sonra beyazlaşıncaya kadar yine 1000 yıl yakıldı. Sonra kararıncaya kadar 1000 yıl daha yakıldı. Şimdi o, zifiri karanlık gece gibi, kapkaranlıktır." Hz. Muhammed (S.a.v.) Unutmayın.! Yaktığınız can kadar canınız yanacak ve üzdüğünüz kadar üzüleceksiniz.. Hz.Muhammed (sav)dimizin gelişini, kokusunun güzelliğinden anlardık.(Enes b. Malik) Başkalarının kusurlarından bahsetmek istediğin vakit, kendi kusurlarını hatırla. O zaman başkalarının kusurlarıyla alakadar olmaya hakkın olmadığını hatırlarsın. Münafıklığın alameti üçtür : Konuştuğu zaman yalan söyler, vaat ettiği zaman sözünde durmaz, emanete hıyanet eder. Kim bir kardeşini, bir günah sebebi ile ayıplarsa, o günahı işlemedikçe o kimse ölmez. ... Cahiller cesur olurlar. En büyük düşmanın, iki kaburga kemiğinin arasında olan düşmandır. Hz. Muhammed (s.a.v) "Cennet sermayesi La ilahe illallah, " Nimetin sermayesi ise Elhamdülillah'tır. Hz Muhammed (S.a.v) Beni görmedikleri halde, bana iman eden kardeşlerimi görmeyi çok isterdim. Hz. Muhammed (s.a.v)

Aşk ile ilgili

#316 İlahi aşka eren kulun gözü Allah’tan başka hiç kimseyi, hiçbir şeyi görmez olur. Hak aşığı O’nun yolunda canı dâhil her şeyini feda etmekten hiç çekinmez. #504 İnsan, sevdiğini unutmaz. Muhabbetin, sevginin yeri ise, kalptir. Zira kalp, muhabbet yeri, sevgi yeridir. Aşk, muhabbet bulunmayan kalp, ölmüş demektir. Kalpte, ya dünya sevgisi yahut Allah sevgisi bulunur. Dünya, haram olan şeyler demektir. Emirleri yaparak, haramlardan sakınarak, kalpten dünya sevgisi çıkarılınca, kalp temiz olur. Bu temiz kalbe, Allah-ü Teâlâ’nın sevgisi, kendiliğinden dolar. Günah işleyince, kalp kararır, hasta olur. Dünya muhabbeti yerleşerek, Allah-ü Teâlâ’nın sevgisi gider. Kalbin bu hali, bir şişeye benzer. Su doldurunca, havası çıkar. Suyu boşaltınca hava kendiliğinden dolar. #642 Göz ışıkla, akıl ilimle, kalp ise imanla ve aşkla doyar. #744 Gönülde ilahi aşk olmayınca lisandaki zikrin kıymeti de olmuyor, faydası da. Aşksız geçirilen bir ömür heba edilmiş demektir. #792 Kalbiniz üç şeyin evi olsun. İmanın, ümidin, aşkın… Hz. Ali (r.a.) #799 Seni secdeye götürmeyen aşk, cennete nasıl götürsün… #837 Behâeddîn Zekeriyyâ buyurdu ki: "Bir kalpte Allah-ü Teâlâ’ya olan aşk ateşi yok ise, o kalp ölü bir leş eti gibidir. Ama aşk ateşi varsa, o kalp, zât-ı ilahînin ve nimetlerinin aynası hâline gelir.” #933 Allah’tan gelene, nimette olsa külfette olsa rıza göstermek, samimi bir aşka alamet olması açısından önemli ve değerlidir. #938 Dünya, ilahi bir aşkla mevlevi gibi dönüyor. #991 Başa gelince şikâyet edilmeyen tek bela, aşk’tır. #1005 Her aşığım diyen âşık olamaz. Her sevgiden bahseden sâdık olamaz. Herkes mert âşık olamaz. Sıradan kalplerde aşk derdi bulunmaz. #1439 Ne mutlu istikamet yolundan yürüyüp Cenab-ı Hakk’ın dinine aşkla şevkle hizmet edenlere… #1761 Aşkla, şehveti birbirine karıştırma a gafil. Unutma ki aşk, ruhların birbirlerini sevmesi şehvet ise bedenlerin birbirini arzulamasıdır. “Ruhta doğan sevgiye aşk, nefiste doğan sevgiye şehvet denir.” Şemseddin Yeşil #1763 Hz. Adem cennetten gelirken oradan yalnız bir şey çıkarabildi. O da aşk. Cennet yadigârı olan aşkı, bunun için lekelememek, hakkını vermek, ona hürmet etmek hepimizin borcudur. Salâhaddin Eyyubî #1856 Bediüzzaman’ın ağzıyla soruyoruz: İdama mahkûm birisi, zindanın süslenmesinden zevk alabilir mi? Ebedi bir aşk isteyen bir kalbi, fani sevgiler tatmin edebilir mi? Dünya kadar bir cennetle ancak tatmin olan bir ruh, bazen suyu,elektriği bile kesilebilen uyduruk villalarla kandırılabilir mi? “Madem bu dünya geçici bir imtihan meydanıdır, imtihanda rahat olmaz” deyip geçici sıkıntıları, zahmetleri hoş karşılar. “Bu dünya bir karalama defteridir” der, düzeltemediği pislik ve karışıklıklarla zihnini bulandırmaz, kendi amel defterini temiz tutmakla meşgul olur. “Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler” der, pencerelerden seyreder, içlerine girmez. Günah, gaflet ve isyana düşmüşse bile “Allah’ın rahmetinden ümit kesilmez” der, daima açık olan tövbe kapısından girip yeni bir beyaz sayfa açar. Bu dünyada da hakiki huzur ve saadeti bulur. Sadece çağımızın değil çağların hastalığı olan depresyondan kurtulmanın yolu çağlar ötesi mesaja kulak vermektir. #1899 Hakîkatte kadın, buğza müstehak bir dikenlik değil, aşk ve muhabbete lâyık bir gülşendir. Ona dair sevgi de bizzat Allâh tarafından bahşedilmiştir. İnsanlık tarihinde kadın, böylesine ilâhî bir kıymete ancak İslâm’ın yüce iklîminde nail olmuştur. İslâm’ın dışında kadına değer verdiklerini iddia eden bütün sistemler, ona sadece vitrin malzemesi olarak kıymet vermekte, arka plânda ise kadını ancak ekonomik ve nefsânî bir meta olarak kullanıp ezmekte ve tüketmektedir

Sağlıklı düşünme teknikleri

Gerek devlet hastanesi gerekse özel kurumlarda görev yaptığım süre içinde yüzlerce kişiyi dinleme şansım oldu. Pek çoğunun ortak noktası hayatlarının ipini kaçırmış olmalarıydı. Kontrol yoksunluğundan şikayetçiydiler. Yakınmaları “sanki hayatımı ben yönetmiyorum da kocam, kayınvalidem, annem, çocuklarım beni yönetiyor” şeklindeydi. Bir diğer ortak nokta da hayatlarındaki güzellikleri farkedemiyor olmalarıydı. Olumsuz bakış açısı sebebiyle hayatlarını olumsuz değerlendiriyor ve mutsuzluk yaşıyorlardı. Yaptığımız çalışmalarla sadece bakış açılarını olumlu hale getirerek hayatlarını yeniden değerlendirmelerini ve mutlu hissetmelerini sağladık. Bu yazımda sizlere mutluluk duygusunu yakalayabilmeniz için bazı yöntemlerden bahsedeceğim. Hepimiz aynı dünyada benzer olayları yaşayarak deneyimliyoruz. Bu yaşantıları kendi değerlendirme sistemimizden süzdükten sonra da bu yaşantılara yönelik yargılara varıyoruz. Bu değerlendirme süreci herkeste aynı işleseydi her birimiz aynı düşünür, aynı hareket eder yani robotlaşırdık. Farklılıklar hayatımızı renklendiriyor. Değerlendirme kriteleri çok çeşitli olmakla birlikte yoğunluklu olarak iki ana grupta toplanmakta. Bu iki alan pozitif ve negatif düşünmedir. Tüm yaşadıklarımızı pozitif ve negatif düşünme sürecimize göre değerlendiririz. Yani aynı olayı yaşayan iki ayrı insan ayrı sonuçlar çıkarabilir, ayrı duygulara kapılabilir ve hatta bize olayı ayrı aktarabilirler. Bu her iki düşünce şekli de kullanıla kullanıla zamanla otomatikleşir ve davranışlarımızı yönetmeye başlarlar. Buna göre şu sonuca ulaşılır: bizi mutlu ya da mutsuz kılan yaşadıklarımız değil, yaşadıklarımıza yüklediğimiz anlamlardır. Örneğin bir bayan danışanım ilk geldiğinde eşinin yoğun çalışma saatlerinden şikayet ediyordu. Eşi yanında olmadığı zamanlarda hiçbir şey yapamadığını, sıkıldığını söylüyor ve eşini bu kadar çok çalıştığı için suçluyordu. Evliliği mutsuzdu ve eşinin çalışma saatlerini değiştirme imkanı da yoktu. Görüşmelerimiz sırasında aslında onu rahatsız edenin yalnız kaldığında kendini oyalayamıyor olması ve eşinin hep yanında olması, herşeyi birlikte yapmaları gerektiği gibi bir yanlış inanışı olduğunu farkettik. Hiçbir aktivitesi yoktu. Yalnızken yapabileceği aktiviteleri gözden geçirip, evliliğe dair yanlış inanışını yeniden düzenledik. Şimdi eşinin işte olduğu vakitleri kendine ait zamanlar olarak algılıyor ve kendiyle vakit geçirmeyi keşfetti. Hayatından ve evliliğinden şikayet etmiyor. Burada şartlar aynı kaldı. Değişen nedir? Bireyin bakış açısı. Hisler yalnızca yaşanılan durumla ilintili olsaydışartlar aynı kaldığı sürece danışanımın da duyguları sabit kalırdı. Bu noktada davranış oluşum şemasına bakalım: Düşünce → Duygu → Fizyolojik Tepki → Davranış mutlumavi_mutlu Hiçbir duygu kendiliğinden ortaya çıkmaz. Mutsuzluk, huzursuzluk, kaygı, öfke, nefret vs. duyguların önünde mutlaka olumsuz bir düşünce vardır. Bu olumsuz düşünce zamanla otomatik hale geldiği için beynimizden saniyenin milyonda biri hızla geçer. Bu kadar hızlı geçen düşünceleri bilincimiz algılayamaz. Fakat bir sineğin uçuşunu bile kaydeden bilinçaltımız bu otomatik düşünceyi algılar ve kaydeder. Yani biz farkına varmadan beynimizde bazı kimyasal değişimler olur. Bu otomatik olumsuz düşünce olumsuz duyguları tetikler. Danışanlarıma düşüncelerini sorduğumda hemen hemen tamamına yakını duygularını dile getirirler. “Bu olay hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu olay yaşandığında ne düşündünüz?” gibi sorulara “Mutsuz oldum, husursuz hissettim, öfkelendim” gibi duygu kelimeleriyle cevap verirler. Bunun nedeni düşünceyi yakalayamamış olmaları ve yakaladıkları ilk bilginin duygularla ilintili olmasıdır. Ardından vücudumuz beyinden aldığı emirle fizyolojik tepkiler verir. Bunlar kızarma, terleme titreme, sesin yükselmesi, kalp atış hızının artması, soluk alışverişinin hızlanması gibi tepkilerdir. Son olan da bunlarla uyum gösteren bir davranış sergilemektir. Örneğin bir eleştiri karşısında “kimse beni eleştiremez, ne haddine” şeklinde bir yargınız varsa (düşünce) öfkelenir (duygu) ve kızarırsınız (fizyolojik tepki). Ardından sizi eleştiren kişiye saldırabilir, kavga edebilir, ona zarar verebilirsiniz (davranış). Bu sistemi kendi lehinize çevirmeniz ve kullanmanız da mümkündür. Çünkü aynı şekilde olumlu düşünceler de olumlu duyguları doğurur. Aynı örnekte “eleştiri, benim hatalarımı görmemi sağlar” şeklinde bir düşünce sizi sakinliğe (duygu) ve dinlemeye (davranış) yöneltir. Bunu başlangıçta bilinçli yaparak zamanla otomatik hale dönüştürebilirsiniz. Araba kullanmayı ilk öğrendiğiniz zamanı anımsayın. Vites değiştirirken debriyaja basmayı, sinyal vermeyi vs. bilinçli olarak düşünüp sonra yapıyordunuz. Fakat belli bir kilometre yol yaptıktan sonra bunların hepsi refleks olarak yapılmaya başlar. Aslında yine düşünüyorsunuz fakat bilincinizden o kadar hızlı geçiyor ki farkedemiyorsunuz. Sonuç olarak resim aynıdır fakat nasıl bakarsanız öyle görürsünüz. Bu düşünce sistemi yerleştikçe dünyayı ve size sunduklarını algılama şekliniz de değişir. DÜŞÜNCELERİNİZİ KONTROL EDEBİLİRSİNİZ! gulucuk Dünya her zaman güzel şeyler sunmaz elbette. Size ve bize iyi ve kötüler sunuluyor. Hangisini görmek istersek onu görüyoruz. Bana başvuranlar çoğunlukla genel olarak hayatları aslında sorunsuz olan kişilerdir. Hayatları oldukça iyi gitmesine rağmen şikayet ederler. Sorun olarak aktardıkları realitede sorun bile değildir. Onları sorun olarak gördükleri için sorun haline gelmiştir. Bu bakış açısı nedeniyle kötü hissederler. Duygularınızı kontrol edemezsiniz ama onları oluşturan düşünceleri kontrol edebilirsiniz. Sizde oluşan hiçbir duyguyu karşınızdaki kişi oluşturamaz. Kimsenin böyle bir kudreti yoktur. Herkesin kontrol edebildiği kişi, yalnızca kendisidir. Kişi, kendi duygusunu kendisi oluşturur. Bir gün sinirlendiğiniz bir davranışa başka bir gün tepkisiz kaldığınızda değişen nedir? SİZ… değerlendirme kriterleriniz değişmiştir. Aynı olaya farklı gözlerle bakıyorsunuz ve farklı algılıyorsunuzdur. Olayları değerlendirirken büyük resmi görebilen kişiler için değerlendirme yaparken objektif olup olumlu bakabilmek daha kolaylaşır. Yalnızca kendi penceresinden bakmayıp, başkalarının açısından da görebilmeye empati diyoruz. Örneğin etrafınızda size üstünlük taslayan, ukalalık yapan, sizi aşağılayan birileri mutlaka vardır. Bu kişiye sinirlenmek yerine aslında onun yoğun aşağılık duygusu nedeniyle böyle davrandığını bilmek ve aslında zor durumda olanın o olduğunu görmek, onu algılayış şeklinizi kökten değiştirir. Psikoterapi alan danışanlarımdan biri müdürüyle bu tip bir durum içindeydi. Müdürü onu sürekli aşağılıyor, yaptığı hiçbir işi beğenmiyor ve azarlıyordu. İşten ayrılma ya da müdürünü değiştirme şansı yoktu. Konuşmayı denemiş ve oldukça sert ve aksi bir tavırla karşılaşmıştı. Kendini çaresiz ve depresif hissediyordu. Tek yapabildiği ağlamaktı. Seanslarımız süresince müdürünü gözlemledi. Müdürü aslında oldukça başarısız ve iş konusunda danışanıma oranla yetersizdi. Danışanım ise sürekli ödüllendiriliyor ve başarı grafiği yükseliyordu. Diğer amirleri tarafından oldukça beğenilen bir elemandı. Bunu gören müdürü ise onun karşısında yetersiz hissettikçe ona yükleniyor ve kendince sindiriyordu. Danışanım müdürünün bu acıklı halini farkettiğinde ona olan öfkesi acımaya dönüştü. Artık onu azarladığında içinden gülüyor ve karşısındaki adam için üzülüyordu. Çünkü danışanımda oluşan yeni düşünce aynen şuydu: “Ben senden bir gün kurtulacağım ama sen kendinden asla kurtulamazsın”. Ağzından şu cümleler döküldü “yazık, ona acıyorum, çok zavallı”. İlk geldiğinde müdürü için “çok güçlü, çaresizim, eziliyorum, ona engel olamam” diyordu. Müdürünün davranışları hala aynı. Ama danışanımın bakış açısı değişti. Siz de bu şekilde fark yaratabilirsiniz. Şartlar aynı kaldığı halde güçsüz olan taraftan güçlü olan tarafa geçebilir ve mutluluğu yakalayabilirsiniz. Neye üzülüp neye sevineceğinizi seçecek olan sizsiniz. Kime değer verip kimi umursamayacağınıza siz karar veriyorsunuz. Çevremizdeki herkesi değiştirmemiz mümkün değildir. Bu yalnızca zaman ve enerji kaybıdır. İnsanları değiştirmek için harcanan enerjiyi kendinize yöneltmek en akıllıca davranıştır. MUTLU BİR HAYAT MÜMKÜN ANAHTAR İleriye dönük olarak hayatımızı nasıl daha mutlu ve olumlu kılabiliriz? Her şey önce tasarlamakla başlar. Davranışlarımız ve geleceğimiz hayal etmekle şekil alır. Kötü sonuçları hayal eder ve kötü beklentilere girersek kötü bir gelecek planlamış oluruz. “Hastalanacağım, başarısız olacağım, her şey kötü gidecek” gibi olumsuz düşünceler beyninizi olumsuzluğa kanalize eder. Beyin, sahibinin söylediğini yapan ve sorgulamayan bir organdır. Siz ona ne yüklerseniz size onu izletir ve yaşatır. Çünkü sahibinin sözlerini ve inançlarını doğrulayacak şekilde hareket etmeye programlanmıştır. Asla başarılı olamam diye yola çıkarsanız asla başarılı olamazsınız. Başarılıyım diye başladığınız işler sonuca ulaşır. Olumlu motivasyon ile tüm zorlukların üstesinden gelebilirsiniz. Bacakları olmayan birinin yüzme şampiyonu olduğunu, kolları olmayan bir kişinin resim sergisi açtığını ya da imkansızlıklar içinde büyüyen bir çocuğun azmiyle çok iyi yerlerde eğitim görmeye hak kazandığını görebiliyoruz. Başarısızlıklar bile aslında başarının önündeki denemelerdir. En büyük başarılar genellikle büyük başarısızlıklardan sonra gelir. Dibe kadar iner ve ayaklarınızı yere vurduğunuz gibi büyük bir hızla yukarı çıkarsınız. Yukarı çıktıktan sonra kafanızı biraz önce çektiğiniz sıkıntılara gömerseniz, bu gerçeği göremezseniz acıya saplanır kalırsınız. Elde ettiğiniz başarının da tadını çıkaramazsınız. Edison, ampulu bulana kadar 1000 kadar deneme yapmış. Her denemeden sonra “Elektriği ışığa çevirememenin bir yolunu daha buldum” dermiş. Her denemenin onu başarıya bir adım daha yaklaştırdığına inanıyordu. Sonunda ampulü bularak tarihe geçti. Eğer 999. denemede vazgeçseydi asla bu başarıya sahip olamayacaktı. Hedefe ulaştırmayan denemeler, nasıl başarılamayacağını göstererek hatalı yolları azaltır. OLUMLU DÜŞÜNCENİN ANAHTARI = OLUMLU TELKİN Olumlu düşünmenin yollarından biri de olumlu telkindir. Olumlu telkinler, olumlu kelimeler sandığınızdan daha güçlüdür. Ağzınızdan çıkan, aklınızdan geçen her düşünce ve sözcük kayıt altına alınır. Beyniniz verdiğiniz komutları uygular. Bununla ilgili bir deneme yapalım. Size iki grup kelime okuyacağım. Bunları dinlerken sizde uyandırdıkları duygulara dikkat etmenizi istiyorum. grup kelimeler: aşk, hayat, pembe, okyanus, su, sevgi, barış, kardeşlik, ekmek, beyaz, cennet grup kelimeler: savaş, ölüm, Azrail, kan, şeytan, vahşet, kin, nefret, ceset, kara Bu iki gruptaki kelimelerin hangisini dinlerken hangi duygu oluştu? Aklımızdan iyi kelimeler geçirdiğimizde vücudumuz olumlu fizyolojik tepkiler verir. Örneğin güzel bir hayal kurduğunuzda mutluluk hormonu salgılamaya başlarsınız. Dolayısıyla moraliniz yükselir. Tam tersine kötü, iç karartıcı düşünceler de olumsuz duygulara neden olacaktır. Beyin, gerçek ve hayali ayırt edemez. Hayal kurarken de gerçekte yaşıyormuş gibi aynı duyguları ve fizyolojik tepkileri oluşturur. Tatile gitmekle, tatil hayali kurmak aynı sonuca götürür. Aynı rahatlama, huzur ve mutluluğu duyarsınız. Kendinize telkinde bulunurken olumlu olmasına dikkat ederken yanı sıra kurduğunuz cümle kalıbının da olumlu olmasına özen göstermelisiniz. Çünkü beynimiz olumsuzluk eki olan –me, -ma’ yı ayıramaz. Olumlu anlamı olsa da olumsuz bir cümle kalıbı beyni olumsuzluğa iter. Örneğin “başarısız olmayacağım” anlam olarak olumlu olsa da beyninize “başarısız olmak” olarak emir gönderir. Çocuklarınıza “kırarsın dikkat et, sakarlık yapma, tembellik etme” gibi telkinlerle aslında farkında olmadan sakarlığa ve tembelliğe yönlendirirsiniz. Bunun yerine “başarılı olacağım, dikkatliyim, çalışkan ol” gibi telkinler hem anlam hem de cümle kalıbı olarak doğrudur. Soruna odaklanmak sorunda boğulmanıza neden olur. Çözüm odaklı olmalısınız. Sorunlarınıza gömülüp depresyona girebilir veya silkinip hayatınızın kontrolünü elinize alabilirsiniz. SEÇİM SİZİN… Unutmayın; seçtiklerimizi yaşarız. Psikolog Ceren AKBOYAR

Sıkıntıdan kurtulmak için ne yapmalı

Sual: Sıkıntıdan kurtulmak için ne yapmalı? CEVAP Sıkıntıdan kurtulmak için sebeplere yapışmak gerekir. (Çalışmadan dua eden, silahsız savaşa giden gibidir) hadis-i şerifi de sebeplere yapışmayı emretmektedir. Kur'an-ı kerimde mealen, (Her zorluğun bir kolaylığı vardır) buyuruluyor. Sıkıntıdan kurtulmanın da çaresi vardır. Hiç boş vakit geçirmemeli, kendine faydalı bir meşgale bulmalıdır. (Sabır kurtuluşun anahtarıdır) sözüne uymalı, çalışıp sabrederek bir çıkış yolu aramalıdır. Psikolog doktorlar, sıkıntının başlıca çaresinin meşgale olduğunu söylüyorlar. Kendinize severek yapacağınız işler bulursanız, rahatlarsınız. Ayrıca manevi yönden, bazı dualar okumanız da faydalıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Her gün sabah akşam yedi kere, "Hasbiyallahü la ilahe illahü aleyhi tevekkeltü ve hüve Rabb-ül arşil azim" okuyan, dünya ve ahiret sıkıntısından kurtulur.) [İbni Sünni] (La havle ve la kuvvete illa billah okumak, 99 derde devadır. Bunların en hafifi sıkıntıdır.) [Hakim] (Bir sıkıntıya düşünce, “Bismillâhirahmanirrahim velâ havle velâ kuvvete illa billâhil aliyyil azim” diyeni Allahü teâlâ, sıkıntı ve belalardan muhafaza eder.) [Deylemi, İbni Sünni] (Rızka kavuşan çok Elhamdülillah desin. Rızkı azalan çok istiğfar etsin. Üzülüp sıkılan, la havle vela kuvvete illa billah desin.) [Beyheki, Hatib] (Sıkıntıya düşen veya borçlanan, bin kere "La havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim" derse, Allahü teâlâ işini kolaylaştırır.) [Şir’a] (Sıkıntılı iken “Hasbünallah ve ni’mel-vekil” deyiniz!) [İ. Merdeveyhi] (Yasin okuyanın sıkıntısı gider.) [Deylemi] (La ilahe illallah kable külli şey’in, La ilahe illallah ba’de külli şey’in, La ilahe illallah yebka Rabbünâ ve yefni küllü şey’in diyen sıkıntıdan kurtulur.) [Taberani] (Cuma namazından sonra, İhlâs, Felak ve Nas’ı yedişer defa okuyan, bir hafta, kaza, bela ve sıkıntılardan kurtulur.) [İ.Sünni] ("La ilahe illa ente, sübhaneke inni küntü minezzalimin" diyen, uğradığı beladan kurtulur.) [İ. Sünni] (Sıkıntı için şu duayı okuyun: La ilahe illallahülazim-ül-halim la ilahe illallahü Rabbül-Arş-ilazim la ilahe illallahü Rabbüs-semavati ve Rabbül-Erdi Rabbül Arşil-kerim.) [Müslim] (Sıkıntıya düşen 7 defa Allah, Allahü Rabbi, lâ üşrikü bihi şey’a desin!) [Nesai] (Sıkıntı için, “Allah, Allah Rabbünâ lâ şerikeleh” deyin!) [Beyheki] Sıkıntıdan kurtulmak için, Allahü teâlâya kalbinden yalvararak, 14 secde âyetini [ezberden, ayakta] okuyup, her birinden sonra, hemen secde etmelidir. (Nur-ül-izah) (Bismillâhirrahmânirrahim ve lâ-havle ve lâ-kuvvete illâ billâhil’ aliyyil’azim) okumak, sinir hastalığına ve bütün sıkıntılara iyi gelir. İmam-ı Cafer hazretlerinin sıkıntıya düşünce, okuyup, sıkıntıdan kurtulduğu dua şöyledir: (Yâ uddeti ınde şiddeti, ve yâ gavsi ınde kürbeti! Ührüsni bi-aynikelleti lâ tenâmü vekfini birüknike ellezi lâ yürâmü) Anlamı şöyledir: Güçlükte desteğim, sıkıntıda imdâdıma yetişen, her an görüp gözeten Rabbim, beni muhafaza et, sonsuz kudretinle, bana yardım eyle! Hasan-ı Basri hazretlerine, kıtlıktan, fakirlikten, çocuğunun olmadığından şikayette bulunuldu. Hepsine de istiğfar etmesini söyledi. Sebebi sorulunca, şu mealdeki âyet-i kerimeleri okudu: (Çok affedici olan Rabbinize istiğfar edin ki, gökten bol yağmur indirsin; size, mal ve oğullar ile yardım etsin, sizin için bahçeler, ırmaklar versin.) [Nuh 10-12] Bir hadis-i şerif meali de şöyledir: (İstiğfara devam edeni, Allahü teâlâ, her sıkıntıdan, üzüntüden, dertten, geçim darlığından kurtarır, ferahlığa çıkarır ve ummadığı yerden rızıklandırır.) [Nesai, Ebu Davud, İbni Mace] Cepte altın taşımak da sıkıntı için faydalıdır. Sadaka vermek ve 70 kere (Estağfirullah min külli mâ kerihallah) demek, sıkıntıları giderir. Bu istiğfarın anlamı, “Ya Rabbi, razı olmadığın şeylerden ne yapmışsam hepsini affet, yapmadıklarımı da yapmaktan koru” demektir. Sıkıntı için şunlara da riayet edilmelidir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: (Sıkıntıları sadaka ile önleyin.) [Deylemi] (Tarak kullanmak, sıkıntıyı giderir.) [Deylemi] (Güzel koku ve temiz elbise sıkıntıyı azaltır.) [Bostan] (Abdestten artan suyu içmek sıkıntıyı giderir.) [Deylemi] (Akik yüzük sıkıntıyı giderir.) [Ukayli] (Başkasının sıkıntısını giderenin sıkıntısı gider.) [İ. Ahmed] (Sıkıntıda duam kabul olsun diyen, genişlikte çok dua etsin.) [Tirmizi] (En üstün ibadet sıkıntıya sabretmektir.) [Tirmizi] Kur'an-ı kerimde de mealen buyuruluyor ki: (Sabır ve namazla Allah’a sığınıp yardım isteyin.) [Bekara 45] (Ey iman edenler, sabır ve namaz ile Allah’tan yardım isteyin. Çünkü Allah elbette sabredenlerle beraberdir.) [Bekara 153] ([Doğru kılınan] Namaz, münker ve fahşadan [edepsizlikten, akla ve dine uymayan, esrar, içki, zina, livata gibi her türlü kötülükten, günahtan] alıkoyar.) [Ankebut 45] Her sıkıntının ilacı beş vakit namazı doğru kılmaktır. Namaz doğru kılınırsa bütün sıkıntıları yok eder. Sıkıntı için Sual: Dört bin kere Allah ism-i şerifini söyleyip, kendi üstüne üfleyenin, sıkıntısından kurtulacağı doğru mudur? CEVAP Evet. Sual: Canım sıkılıyor demek caiz midir? CEVAP Caizdir. Canı sıkılanın kelime-i temcid söylemesi iyi olur. Bir hadis-i şerif meali: (“Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billahil aliyyil azîm” okumak, 99 derde devadır. Bunların en hafifi sıkıntıdan kurtulmaktır.) [Ebu Nuaym] Sual: (Sıkıntılardan kurtulmayı istemek, ölümü istemek anlamına geldiği için uygun olmaz, çünkü Müslüman sıkıntılarından, ancak ölünce kurtulur) sözü yanlış değil mi? CEVAP Evet, yanlıştır. Allahü teâlâdan her zaman sıhhat ve afiyet istemeli ve bütün sıkıntılarımızdan kurtulmak için dua etmeli, buna rağmen sıkıntı gelirse de sabretmeli ve kurtulmak için de yine dua edip sebeplerine yapışmalı. Yukarıdaki hadis-i şeriflerde de görüldüğü gibi, sıkıntıdan kurtulmayı istemek dinimizin emridir.

Psikoloji nedir ?psikolojik sorunlar ve çözüm yolları

İnsan ve hayvan davranışlarıyla ve bilişsel süreçleriyle ilgilenen psikoloji biliminin 125 yıllık bir tarihi vardır. Bu genç yaşına rağmen psikoloji, biyolojiden sosyolojiye kadar uzanan oldukça geniş kapsamlı bir alandır. Psikoloji insan ve hayvan davranışlarını ve bu davranışlarla ilintili psikolojik, sosyal ve biyolojik süreçleri inceleyen bir alandır. Bir meslek olarak ise psikoloji, psikoloji bilgilerinin insan sorunlarını çözmek için kullanılmasıdır ÇAĞIMIZIN KAYGILI İNSANI… Karen Horney, günümüzün insanını böyle tanımlıyor: “Kaygıları nedeniyle davranışları, kişiliği nevrotik özellikler kazanmış kişi!” İnsanın günümüzdeki kaygıları için öyle çok neden var ki… Kendimize ilişkin kaygılar, çevremize ilişkin kaygılar, kimi zaman dünyanın gidişine ilişkin kaygılar yakamızı hiç bırakmaz. Son birkaç ay içinde hepimizi saran “deprem kaygısı” neredeyse gerçek bir ruh sağlığı sorununa dönüştü. Hepimiz birer deprembilimci kesildik, fay hattı nerelerden geçiyor, deprem nerelere yakın, kaç şiddetinde deprem nasıl etkiler gibi sorular açık kaygılara dönüşüyor. Deprem olayını aşarsak eskisiyle yenisiyle kaygılar gene peşimizde, gene içimizde. İyi de, hep kaygıyla yaşanmaz. Aslında kaygıyla yaşamak dünyanın en zor işlerinden. Onun için de insanlar “kaygıdan kurtulmanın” yollarını arıyor. Kaygıdan kurtulmak, bilişsel düzeyde buna uygun bilgi, bilinç, duygu donanımıyla olabilir. Hem akademik zekânın hem de duygusal zekânın bu anlamda eğitilmiş olması “kaygıyı pozitif yaşamaya” dönüştürebilir. ÇATIŞMA Yetişkinlikle beraber birçok insan, çatışmalarla baş edebilmeyi bir noktaya kadar öğrenmiş olur. Fakat bazı yetişkinler de tıpkı bazı çocuklar gibi bunu öğrenemez ve onlar için kavga etmekten yada kaçmaktan başka yol yok gibidir. Çocukların çatışma çözümleme becerilerini öğrenmeleri önemlidir. Sadece yaşamı kolaylaştırmak için değil, toplumsal ve duygusal gelişmede büyük katkısı olduğu için öğrenilmesi gerekir. Bu becerilerin eksikliğinde çocuklar, yaşıtlarıyla zayıf ilişkiler kurmakla kalmayıp özbeğeni sorunları da yaşayabilirler. Çatışmalarla başa çıkmanın yapıcı ve yaratıcı birçok yönü vardır. Birçok beceri gibi bunları da öğrenebilirsiniz. ÖFKE KONTROLÜ Öfke, insanların çatışmaları fark edip çözmelerine yardımcı olur ve görmezlikten gelinen farklılıkların kendini hissettirmesini sağlar. Öfkeli olmak ve bunu zaman zaman göstermek anormal değildir. Fakat, çok sık öfkelenen bir çocuğunuz varsa, 6 yaşından büyük olduğu halde düzenli olarak sinir krizleri geçiriyorsa ya da öfkesi fazlasıyla yoğun ve saldırgansa bu bölümü okuyun. Bebekler öfkelerini, ağlayarak, kollarını sallayarak, bacaklarıyla tekme atarak dile getirirler. 18 ay civarında çoğu çocuk öfkelenince sinir nöbetleri geçirir. Bu nöbetler ikinci yılın sonunda doruğa ulaşır, üçüncü yıldan sonra azalır. Bunun nedeni üç yaş civarında çocukların isteklerini elde etmede dilin daha etkili bir araç olduğunu fark etmeleridir. Okulda öfke, akademik güçlüklere yönelik bir tepki olabilir. Bazı çocukların toplumsal rollerini tanımlamak için kullandığı bir saldırganlık çeşidinin işareti de olabilir. Öfkeli tehdit ve meydan okumalar kimin daha çetin olduğunu belirlemeye yardım eder. ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK(LEARNED HELPLESSNESS) İlgisiz olayların araştırılması için orijinal olarak sürdürülen deneylerden elde edilen tamamen beklenmedik sonuçlar ile başlayan psikolojideki kuramlar, şimdi geniş ölçüde kabul edilen psikoloji kuramlarıdır. Depresyonun öğrenilmiş çaresizlik teorisine yol gösteren araştırmaların aşağıdaki raporu, bu olayın nasıl meydana gelebileceğini ortaya koyan klasik bir örnektir.(Seligman, 1953) Klinik psikologların ilgi alanlarının büyük bir kısmı, cezanın davranışı belirleyici veya değiştirici etkileridir. Bu ilişki, Richard Solomon ve araştırmacılarının (Solomon,Kamin,Wynne,1953) köpekleri laboratuar denekleri gibi kullanarak yapılan travmatik kaçınma deneyleri adıyla anılan deneyleriyle başlamıştır. Bu deneylerin bulguları, araştırmacılara ve psikoloji camiasına, zamanında, tam bir sürpriz olması dışında, hiçbir şey ispatlamadı. Belki daha önemlisi, ilk deneyler diğer araştırmalar için yol açtı ve Solomon'ın beklenmedik incelemelerinin bir sonucu gibi, şimdi insan davranışının kesin yönlerini anlamak için daha sağlam temellere sahibiz. Akıl Bozuklukları: Belli başlı akıl bozukluklarından en önemlilerini şöyle sıralamak mümkündür: Kaygı ile ilgili bozukluklar (yaygınlaşmış kaygı bozukluğu, fobik bozukluklar vs.) Bedende görülen bozukluklar (konversiyon bozukluğu, psikojenik ağrı bozukları vs) Psikozlar (En önemlisi hastane bakımı gerektiren bir tür akıl hastalığı olan Şizofrenidir) Madde kullanım bozuklukları (Uyuşturucu, narkotik gibi merkezi sinir sistemini etkileyen maddelerin kullanımı sonucu görülen hastalıklardır) Kişilik bozuklukları (Kişiyi her yönüyle derinlemesine etkileyen bozukluklar) Psikolojiyi öğrenmek ve bilmek pek çok diğer meslek dalları için de önemli bir avantajdır. Örneğin, işverenlerin çoğu psikoloji derslerinin kazandırdığı bilgi toplama , analiz etme, yorumlama, istatistik ve deneysel desen kurma gibi becerilere ilgi duymaktadırlar Danışmanlık süreci, ancak gerçekten bir uzmanı tarafından yapıldığında beklenen sonucu verir. Fiziksel bir sorun yaşadığınızda doktorunuzun uyguladığı tedavinin etkisini kısa zamanda görebilirsiniz. Psikolojik sorunların çözümü için yapılan yanlış bir uygulamanın sonuçları ise kimi zaman yıllar sonra ortaya çıkar ve derin izler bırakabilir.

Aşk Hakkında Bilmeniz Gereken 18 Psikolojik Bulgu

14 Şubat Sevgililer Günü’nü gerimizde bırakalı 2 hafta oldu. Ancak aşk, sadece bir günün değil, tüm hayatın konusu. Nasıl aşık olduğumuz ve birisinden nasıl etkilendiğimiz sıklıkla kafamızı meşgul eden ve cevabını bilmek istediğimiz sorulardandır. Bu yazıda aşk hakkında bilmeniz gereken 20 psikolojik bulguyu sizlerle paylaştık. Psikolojik araştırmalarla kanıtlanmış bu bulgular, hem aşka bakış açınızı, hem de aşk hayatınızı değiştirecek. 1. Tek eşli ilişkiler hayvanlar diyarında da var. Her ne kadar kendimizi Dünya’daki tek ‘tek-eşli’ canlılardan zannetsek de, kurtlar, kuğular, siyah akbabalar ve hatta beyaz karıncalar arasında bir tek-eşli çiftler bulunmakta. Aşk Hakkında Bilmeniz Gereken 20 Psikolojik Bulgu -1 2. Bir kişiyi beğenip beğenmediğimize sadece 4 dakika içinde karar veriyoruz. Eğer birisini etkilemek istiyorsanız, sadece 4 dakikanız var. Psikolojik araştırmalar gösteriyor ki, ne söylediğinizden ziyade, sesinizin tonu, duruşunuz ve vücut diliniz bıraktığınız ilk izlenimde önemli. Aşk Hakkında Bilmeniz Gerekenler - 2 3. Birbirini seven iki kişi, birbirilerinin gözlerinin içine baktığında, kalp atışları senkronize oluyor. Aşk Hakkında Bilmeniz Gereken 20 Psikolojik Bulgu - 3 Bir psikolojik araştırma gösteriyor ki, birbirlerine aşık olduğunu belirten çiftler, birbirlerinin gözlerine en az 3 dakika bakınca, kalp atışları senkronize oluyor. 4. Aşık olmanın, bünye üzerinde kokain kullanmaya benzer etkileri var. Aşk Hakkında Bilmeniz Gerekenler - 4 Araştırmalar gösteriyor ki, birisi aşık olunca beyinde 12 bölgede aşırı mutluluk salgılayan kimyasallar harekete geçiyor. Bu da bir doz kokain almaya benziyor. 5. Sevdiğimiz biriyle kucaklaşmak vücudumuzda doğal ağrı kesiciler salgılamamıza neden oluyor. Aşk Hakkında Bilmeniz Gereken 20 Psikolojik Bulgu - 6 Oksitosin, bir diğer adıyla ‘aşk hormonu’ biriyle kucaklaştığımızda veya birine sarıldığımızda yoğun bir biçimde salgılanıyor. Oksitosin, beyinde, ve de erkeklerin ve kadınların cinsel organlarında salgılanıyor. Birçok araştırmacı oksitosinin sevdiğimiz kişiye bağlanma sürecini pekiştirdiğini öne sürüyor. Araştırmalar, bir doz oksitosinin baş ağrısını önemli derecede azalttığını, hatta 4 saat içinde tamamiyle yok ettiğini gösteriyor. Hatta araştırmacılar, ağrılarımız için ilaçlara ve haplara koşmadan önce, sevdiğimiz birine sarılmamızı öneriyor. 6. Sevdiğimiz kişinin sadece fotoğrafına bakmak bile, ağrılarımızı yatıştırabiliyor. Aşk Hakkında Bilmeniz Gereken 20 Psikolojik Bulgu - 6 Araştırmalar, sevdiği kişilerle birlikte yaşayan insanların hastalıklardan daha hızlı biçimde kurtulduğunu zaten gösteriyordu. Hastanelerde yapılan en son araştırmalar, sevdiği insanlar yanında olmasa bile onların fotoğraflarına bakan hastaların, ağrılı süreçler sırasında daha çabuk yatışabildiklerini gösteriyor. 7. Çekicilikte birbirine yakın çiftler, birlikte olmaya daha yatkın. Aşk Hakkında Bilmeniz Gereken 20 Psikolojik Bulgu - 7 Psikoloji ve sosyal alanlardaki araştırmalar gösteriyor ki, insanların romantik ilişkilerinde seçtiği kişilerde genelde belli bir patern var. Araştırmacılar, bu paternin sadece görsel değil, aynı zamanda sosyal bir çekiciliğe bağlı olduğunu söylüyorlar. Yani kişiler genelde, sadece kendi tipleriyle değil, kendi sosyal becerileriyle uyumlu eşleri tercih ediyorlar. 8. Kişilikleri birbirine çok benzeyen çiftler çok uzun süre birlikte olamıyorlar. Aşk Hakkında Bilmeniz Gereken 20 Psikolojik Bulgu - 10 Zıtlar birbirini çeker. Aşk üzerine yapılan psikolojik araştırmalar da gösteriyor ki, birbirine çok benzer karaktere sahip kişiler, çok uzun süre birlikte olamıyorlar. Kişiler arasında benzerlikler olmalı, ancak ilişkileri süresince yapıcı bir şekilde birbirlerinden birşeyler öğrenecek kadar farklı da olmalılar. 9. Kalp kırıklığı sadece bir deyim değil. Aşk Hakkında Bilmeniz Gereken 20 Psikolojik Bulgu - 8 Araştırmalar gösteriyor ki, ayrılık, boşanma, ve sevilen birinin kaybedilmesi gibi yoğun ve travmatize edici olaylar, kişinin kalbinin çevresinde yoğun ağrılara yol açabiliyor. Bu yoğun ağrılar kalp kaslarının zayıflamasına da sebep olabiliyor. Bilimde buna ‘kalp kırıklığı sendromu’ deniyor. Hızlı kalp atışı ve nefes alamama gibi semptomlarla gözlemlenen bu durumdan, kadınlar daha çok etkileniyor. Sıklıkla kalp krizi ile karıştırılabiliyor. 10. Romantik aşk sonunda bitiyor… Ama kendini adamış aşk ile devam ediyor. Aşk Hakkında Bilmeniz Gereken 20 Psikolojik Bulgu - 9 İlişkilerinin başında olan çiftleri bir sene sonra gördüğünüzde oldukça şaşırabilirsiniz. Başta birbiriyle kuğu gibi olan çiftleri yanınızda tartışırken, birbirine alttan alttan laf geçirirken görmek “Ne oldu bunların harika aşkına?” diye isyan ettirebilir. Araştırmalar gösteriyor ki, romantik aşkın belirtileri olan, terli el, kalp çarpıntısı, aşırı mutluluk hali, karnınızda uçuşan kelebekler ve diğer kişiye aşırı ihtiyaç duyma gibi belirtiler 1 sene sonra bitiyor. Geriye ne kalıyor peki? Eğer çiftler romantik aşkın geçişini yumuşak bir biçimde yapabilirlerse, ‘kendilerini adamış aşk’a geçiyorlar. Bu aşkı yaşayan çiftlerin vücutlarında nörotrofin adlı bir protein artıyor. 11. Aşık olan kişilerin salgıladığı kimyasal, obsesif-kompülsif bozukluğu olan kişilerin salgıladığı kimyasallara benziyor. Aşk Hakkında Bilmeniz Gereken 20 Psikolojik Bulgu - 11 Araştırmalar gösteriyor ki, bir kişi aşık olduğunda ilk evrede vücudundaki serotonin seviyesi düşük , kortizol seviyesi ise yüksek oluyor. Dolayısıyla kişiler çok çabuk duygu durumu değişebilen ve çabuk sinirlenebilen bir halde oluyorlar. Bu, obsesif-kompülsif bozukluğu olan kişilerin durumuna çok benzer. Bu yüzdendir ki aşık olduğumuzda, aşık olduğumuz kişiye karşı aşırı takıntılı davranabiliyoruz. 12. Aşk ve cinsellik hakkında düşünmek, önce yaratıcılığı, sonra ise somut düşünceyi pozitif etkiliyor. Aşk Hakkında Bilmeniz Gereken 20 Psikolojik Bulgu - 12 Aşk hakkında düşünmek, soyutluğa dayalı olduğu için (uzun dönemli birliktelik, adanmışlık, yakınlık, bağlılık gibi değerler) yaratıcılığı etkilerken, cinsellik somut detaylara dayandığı için somut düşünme kabiliyetini, detaylara dikkati pozitif etkiliyor. 13. Bağlılık + Şefkatlilik + Özel Samimiyet = Mükemmel Aşk Aşk Hakkında Bilmeniz Gereken 20 Psikolojik Bulgu - 14 Aşkın üçgensel teorisi farklı aşk tipleri için, farklı formüller sunuyor. Örneğin, romantik aşk = tutku + özel samimiyet değişkenlerinden; destekçi aşk = şefkatlilik + bağlılık ve yüzeysel aşk = tutku + bağlılık değişkenlerinden oluşuyor. Eksiksiz aşk ise, bu faktörlerin hepsini içinde barındırıyor. 14. Uzun dönemli ilişkilerde, çekici bir yüz, çekici bir vücuda tercih ediliyor. Aşk Hakkında Bilmeniz Gereken 20 Psikolojik Bulgu - 14 Kısa dönemli ilişkilerde insanlar çekici bir vücudu çekici bir yüze yeğleyebilirken, uzun dönemli ilişkilerde tersi olabiliyor. 15. Sevdiğiniz insanlara karşı duyduğunuz minnettarlık, hemen mutluluğunuzu artırıyor. Aşk Hakkında Bilmeniz Gereken 20 Psikolojik Bulgu - 13 16. ‘Karındaki kelebekler’ deyimindeki hisler gerçek, ve adrenalinden kaynaklanıyor. Aşk Hakkında Bilmeniz Gereken 20 Psikolojik Bulgu - 16 Birisine aşık olduğunuzda karnınızı ağrıtan ve içini karıştıran o kelebekleri bilirsiniz… Savaş ya da kaç tepkisini vermemize sebep olan adrenalin fazla salgılandığında, kalbimizde kelebekleri hissederiz. Çünkü birine aşık olduğumuzda ona yakın mı dursak, yoksa ondan kaçsak mı bilemeyiz… 17. İrileşmiş göz bebekleri birinden hoşlandığınızın belirtisidir ve sizi de daha çekici gösterir. Aşk Hakkında Bilmeniz Gereken 20 Psikolojik Bulgu - 17 18. Aşk gerçekten en önemli şey. Aşk Hakkında Bilmeniz Gereken 20 Psikolojik Bulgu - 18 Harvard’da gerçekleştirilen 75 senelik bir araştırmanın bulguları şunu gösteriyor: Katılanların hayattan tatmini ve mutluluğu aşk veya aşkı arama ile ilgili hikayeler üzerinden anlatılıyor.

Müzik kesme Online

Online MP3 Kesici Online müzik kesme uygulamamız. Bir MP3 dosyasından veya başka biçimlerdeki bir dosyadan dilediğiniz parçayı zahmetsizce kesmenizi sağlar. Bu parçayı mobil telefonunuzda zil sesi olarak atama gibi maksatlarla kullanabilirsiniz. Web uygulamamız ücretsizdir ve diğer karmaşık, profesyonel uygulamaların aksine tek bir maksatla işinizi kolaylaştırmak için tasarlanmıştır. Dosyayı açın (ses veya video) Aralığı belirleyin ve "Kes"e tıklayın Parçayı bilgisayarınızın sabit diskine kaydedin Şarkı kesmek için ayrıntılı talimatlar. Anında MP3 Kes Bir MP3 dosyasını açtıktan sonra anında kesebilirsiniz. Böylece yavaş internet bağlantısına sahip olsanız dahi uygulamayı kullanmanız mümkündür. Kendi iPhone Zil Seslerinizi Oluşturun Kestiğiniz bölümü, iPhone tarafından zil sesi olarak desteklenen M4R biçiminde kaydedebilirsiniz. iPhone'unuzda nasıl bir zil sesi oluşturacağınız konusunda daha fazlası. Bir Videodan Ses Kesme Bir Vimeo Videosunun bağlantısını yerleştirir veya bir video yüklerseniz uygulama içerisinde sesi çıkaracaktır. Bir videodaki sesi nasıl çıkarabileceğiniz konusunda daha fazlasını okuyun. Azaltma ve Artırma işlevleri Bu işlev, mobil telefonunuz için zil sesi yaparken kullanışlıdır. Ses, sessizden başlayıp aşama aşama birkaç saniye içinde artacaktır. Müzik kesimi ipuçları hakkında daha fazlasını oku. Tüm Yaygın Ses ve Video Biçimlerine Destek Yazılımımız en nadir olanlar dahil, 150'den fazla ses ve video biçimini destekler. MP3, WAV, WMA, OGG, M4A vb. biçimlerde dosya kesebilirsiniz. Desteklenen biçimlerin tümünün listesini görün. http://mp3cut.net/tr/

Müzik indirme programı

Tıkla : http://www.tamindir.com/bearshare/ Müzik İndirme Programı Bearshare, dünya üzerinde milyonlarca kullanıcı tarafından kullanılmakta olan başarılı bir müzik indirme ve dosya paylaşım programıdır. 20 milyondan fazla videoyu ve müziği indirmenize olanak sağlayan program, aynı zamanda indirmeden de müzik dinlemenize olanak sağlamaktadır. Programın en güzel yanlarından birisi de yapılan tüm paylaşımların sizin gibi diğer kullanıcılar tarafından yapılıyor olmasıdır. Bilgisayarınız üzerinde belirleyeceğiniz bir klasörü, diğer kullanıcılarla paylaşabilir ve kullanıcıların belirlemiş olduğunuz klasör üzerinde yer alan dosyaları indirmelerine olanak sağlayabilirsiniz. Aynı şekilde siz de diğer kullanıcılar tarafından paylaşılan içeriklere kolayca ulaşabilirsiniz. Hatta Bearshare sayesinde diğer kullanıcılarla arkadaşlıklar kurabilir ve sohbet edebilirsiniz. İsterseniz bir yandan sohbet ederken, bir yandan da istediğiniz her türlü dosyayı indirebilir ve aynı anda müzik dinleyebilirsiniz. Müzik indirme konusunda kullanıcılara farklı bir deneyim sunan program mutlaka denenmesi gereken yazılımlar arasında yer almaktadır. Ayrıca program içerisinde yer alan DJ ve keşfet bölümleri yardımıyla yeni şarkılara ve albümlere göz atarak ufkunuzu genişletebilirsiniz. Yeni şarkılar keşfetmek için kullanabileceğiniz bu bölümler sayesinde en yeni albümleri görüntüleyebilir, en popüler şarkıları ve şarkıcıları görebilir, hatta en popüler müzik tarzlarını ve bunlar altında yer alan parçaları görüntüleyebilirsiniz. Müzik indirmek ve dinlemek Bearshare ile artık çok daha kolay ve eğlenceli. Sizler de Bearshare'i hemen kullanmaya başlayarak sevdiğiniz müzikleri kolayca bilgisayarınıza indirebilirsiniz. Bearshare Özellikleri: Şık, sade, kolay kullanımlı ve özelleştirilebilir kullanıcı arayüzü Tüm medya dosyalarını en hızlı şekilde indirme deneyimi Anlık arama sorgusu teknolojisi Ebeveyn kontrolü sayesinde istediğiniz dosyaları bloklayabilme Otomatik virüs kontrolü Gelişmiş özelliklere sahip medya oynatıcısı Tüm Bearshare ağı üzerinde anlık arama imkanı iPod ve MP3 çalarlar için destek HD Video desteği Kendi şarkı listenizi oluşturma

Remix yapma programı türkçe

İstediğiniz müzik parçalarını MIX yaparak CD`ye yazabilirsiniz. Bunları yaparken parçalar arasında ses farklılıklarını gidermesi, her parça arasına istenen bir efekt`i girebilmesi ve parçaların başında veya sonundaki istenmeyen kısımların, sessiz yerleri kesebilmesi programın artıları arasında..Deneyin.. Tıkla : http://www.tamindir.com/my-mix/

Bilgi yarışması

BİLGİ YARIŞMASI:

Günlük gazete oku

Haberler

namaz vakitleri

Stresten kurtulmak için

stres
Kaşlarınız çatıldı…
Nabzınız dörtnala koşuyor…
Zorlukla nefes alıyorsunuz…
Artık rahatlamanın zamanı geldi…
Geriliminizi azaltmak ve stresten kurtulmak için uygulayabileceğiniz bazı basit stratejileri bir araya getirmek istedim…
Kendinizi Hipnotize Edin
hipnoz
Hipnoz denince aklınıza gelen sağa sola sallanan cep saatlerini ve derin trans durumlarını unutun gitsin. Hipnoz aşırı derece odaklanılmış bir konsantrasyon halidir. Eğer doğru bir şekilde yapılırsa, zihninizi açar, kalbinizin atış hızını düşürür ve kaslarınızın gerginliğini azaltır. Şimdi kendinizi hipnotize edin: Gözlerinizi kapatın ve bir zihin ekranı oluşturun. Tıpkı aklınızın içindeki bir televizyon ekranı gibi. Şimdi gözleriniz kapalıyken sol tarafınıza doğru bakın, trafiğin en yoğun olduğu saatte, arabanızla trafikte olduğunuzu hayal edin. Kafanızı sağ tarafa çevirin ve orada hiç trafiğin olmadığı, bomboş bir yol keşfettiğinizi düşünün. Trafikten kurtulup, o yolda ilerlerken, yavaş yavaş araba seslerinin de azaldığını fark edeceksiniz. Bunu tıpkı en çok sevdiğiniz filmlerden birini izlermiş gibi yapın. Stresten kurtulmak için bu şekilde, günde 3- 4 kez, 5’ er dakika, kendinizi hipnotize ederseniz, zamanla ne kadar rahatladığınızı hissedeceksiniz.
Birisini (Gerçekten) Affedin
affetmek
Size karşı kötü bir davranışta bulunup, sizi inciten bir arkadaşınızın bu davranışını yeniden değerlendirmeyi deneyin. Sorununuzu çözemediğiniz bu kişiyi her gördüğünüzde benzer kötü duygular hissetmenizin sebebi zihninizin sürekli yaşadığınız durumu çağrıştırmasından kaynaklanıyor. Negatif duygularınızdan kurtulmak stres seviyenizi düşürecektir. Yaşadığınız olayı tekrar gözden geçirip arkadaşınızın da makul sebepleri olabileceğini düşünmeye çalışın. Onu gerçekten affedin. Bu öyle üstünkörü bir kucaklama olmasın. Samimi duygularınız ona karşı hissettiğiniz öfkeyle yer değiştirmeli. Onu gerçekten affetmeniz gerçekleri daha fazla görmenize ve stresten kurtulmanıza yardımcı olacaktır.
Pencereyi Açın
temiz hava
Sadece pencereyi açıp dışarı bakmanın bile stres üzerinde olumlu etkileri bulunmaktadır. Yapılan bir çalışmada; programa katılan kişilere stres seviyeleri arttığında 3 farklı görüntü göstermişler: 1. si gerçek doğa görüntüsü, 2. si aynı doğa görüntüsünün dijital hali ve 3. sü boş bir ekran. Gruplar arasından kalp atışları en hızlı normale dönen 1. grup olarak tespit edilmiş. Bu çalışma bize aslında şunu gösteriyor: Zihnimizi kandırmak o kadar da kolay değil. O da bizler gibi gerçeklik arıyor. Sadece görmek değil aynı zamanda solumak da istiyor.Strese girdiğinizi hissettiğinizde pencerenizi açıp derin bir nefes almak bile size iyi gelecektir. Unutmayın zihnimiz ve vücudumuz doğa ile bağlantılı olduğu sürece maksimum verimle çalışacaktır.
Kendinize Çiçek Gönderin
cicek gonderme
Dr. Mehmet Oz’a göre insan vücudundaki stres seviyesi doğa tarafından yönetilmektedir. Yani doğaya bağlı olarak artar veya azalır. Harvard Üniversitesindeki bir grup bilim insanı, bu konu ile ilgili bir çalışma yapmış. Stres ve kaygı seviyesi yüksek 2 grup kadın üzerinde yapılan bu çalışmada, bir hafta boyunca, 1. gruptakilere taze toplanmış çiçek, 2. gruptakilere ise mum yollanmış. Bir haftanın sonunda taze toplanmış çiçeklerin yatıştırıcı etkisi sayesinde, 1. gruptaki kadınların stres ve kaygı seviyelerinin düştüğü gözlemlenmiş. Bu çalışmayla doğanın insan üzerindeki etkisi gözler önüne serilmiş. Benden size tavsiye; stresten kurtulmak içinevinizin bir köşesinde, yemek masanızda ve özellikle ofisinizdeki masanızda mutlaka taze toplanmış çiçek bulundurun. Sizi ne kadar mutlu hissettireceklerini denemeden bilemezsiniz.
Birazcık Kırıştırın
opusmek
Günde 1- 2 öpücük sizi stresten uzak tutabilir. Stres kaotik ortamlardan beslenir. Sevgilinizleöpüşmek kendinizi kaostan uzak ve daha izole bir ortamda hissetmenizi sağlayabilir. Northwestern Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Psikiyatri bölümünden Prof. Dr. Laura Berman’ a göre, öpüşürken salgılanan endorfin insanların stres seviyesini düşürmektedir. Dr. Berman her gün 10-20 saniye süren yoğun ve duygusal bir öpücüğün stresten uzaklaşmaya yardımcı olduğunu söylemektedir ve bu öpücüğün cinsel arzu uyandırmasına gerek yoktur. Stresli bir gün mü geçirdiniz? Stresten kurtulmak mı istiyorsunuz? Sevgilinizin yanına gidin, onunla tartışıp daha da gerileceğinize, onunla birazcık kırıştırın. Bir süre sonra rahatladığınızı ve keyifli vakit geçireceğinizi göreceksiniz. Fiziksel iletişimin keyfini çıkartın.
Mola Verin
mola vermek
İyice dinlenebilmek için yatağınızda derin bir uyku çekmeniz gerekmez. Bulunduğunuz birçok ortamı dinlenmek için değerlendirebilirsiniz.
Örnek olarak sizinle Kate Hanley’in “Dinginliğe Ulaşmak İçin 77 Basit Strateji” başlıklı makalesinden bir bölüm paylaşmak istiyorum. Kate Hanley, sizi kısa bir şekerleme kadar dinlendirebilecek bir egzersiz öneriyor: Sandalyenize oturup iki ayağınızla yere basın Dirseklerinizi masanın köşelerine doğru uzatın Vücudunuzu sandalyenizde omurganızı esnetecek şekilde geriye doğru uzatın. Alnınızı kollarınızın üzerine koyarak birkaç dakika dinlenin
Bu egzersiz fiziksel gerginliğin vücudunuzda en çok yerleştiği yerler olan boynunuz ve omuzlarınızı açacak, ayrıca derin nefes alabilmeniz için göğüs kafesinizde daha geniş bir alan oluşturacaktır.
Bu egzersizi yaparken kendinizi daha iyi hissettiğinizi ve stresten kurtulduğunuzugözünüzde canlandırın ve kalp atışlarınıza odaklanın. Umarım mola vermek size de iyi gelir.
Hafif Bir Antrenman
egzersiz
Antrenman yapmak stresi uzaklaştırmak için harika bir yoldur. Ama spor ayakkabılarınızı giymeden önce iki kez düşünün. Yapılan çalışmalar yorgun bir zihinle yapılan yoğun antrenmanların stres seviyesini arttırdığını göstermektedir. Sizi tüketen bir günün sonrasında yürüyüş veya hafif tempolu koşu yapmayı tercih edebilirsiniz.